Rifat SERDAROGLU
Hidrojen Bombası veya füzyon bombası kontrolsüz termonükleer
enerji sağlayabilen yıkıcı nükleer bir silahtır. Hidrojen bombasının yüksek
boyutlardaki patlama gücü, hidrojen atomlarının birleşerek HELYUM atom
yapısına dönüştüğü termonükleer tepkimeden doğar.
Hidrojen bombası, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom
bombalarından 1000 misli daha güçlüdür.
AKP Genel Başkanı Bağımsız ve Tarafsız Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Özel Harekât Başkanlığındaki iftarda Emniyet ve Jandarma mensupları
ile bir araya geldi. Asker ve polislerin silahlarının önceden toplatıldığı
iftar yemeğinde Erdoğan şunları söyledi;
1 dolara şeytana satmış mensupları tarafından bombalandı.
FETÖ hainlerinin buraya attıkları 650 kiloluk HELYUM bombası, PKK
operasyonlarında dahi kullanılmayan tahrip gücü o derece yüksek bir
bomba!"
Erdoğan "Başörtülü bacımı, belden üstü çıplak 50
adam dövdüler, yerlerde sürüdüler sonra da üzerine işediler. Görüntüleri
elimizde, cuma günü yayınlayacağız" olayında olduğu gibi yine doğru
ile yanlışı karıştırdı!
Ya da oruç başına vurdu, ne söylediğini bilmiyor!
Eğer Gölbaşı Özel Harekât binasına Hidrojen Bombası atılsa
idi değil Gölbaşı, Ankara tümden yok olurdu! Ayrıca TSK envanterinde
Helyum Bombası yok.
Zaten Helyum Bombası diye bir bomba yok! AKP Genel
Başkanını bomba ile Ramazan topunu karıştıran bir Başdanışman aldattı galiba!
TOBB Başkanı şimdilik yerli araba yapmaya çalışıyor,
daha oralara gelmedik!
Napalm bombası dese bir derece ama o da atılmadı ki…
Erdoğan şunları da söyledi;
- "Mahkemeleri takip ediyorum. Başdanışmanlarımın
yarısı Ankara’daki, yarısı İstanbul’daki davaları izleyip rapor ediyorlar. Bu
eli kanlı katillerin hiçbiri de kendilerini bekleyen acı akıbetten
kurtulamayacaklardır. Mahkemelerde yapılan ahlaksızlıkların, cezaevinde açık
net söylüyorum, çürürken onlara hiçbir faydası olmayacaktır!"
- "Şayet cezalarını tamamlayıp dışarı çıkanlar
olursa, zaten milletimiz sokakta her gördüğünde onlara gereken cezayı
verecektir. Onların yüzlerine tükürecekler ve milletin tükürüklerinde
boğulacaklardır."
Değerli Okurlar;
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, çadır devleti değil de bir HUKUK
DEVLETİ ise yönetme sorumluluğunu üstlenmiş hiç kimse böyle konuşamaz.
Erdoğan’ın söylediklerinin tamamı suçtur! Anayasanın 138.
Maddesini ihlal etmiştir. Ayrıca, herkesin adil yargılanma ve kendisini savunma
hakkı vardır, engellenemez.
Kişi suçlu ise cezasını mahkemeler verir. Başka hiçbir makam
ceza veremez.
Kişinin yüzüne tükürmek, onu milletin tükürüğünde boğmak,
linç kültürüne sahip ilkel kafaların ürünüdür. Bu davranışın insanları
taşlayarak öldürme yani recm denen olaydan ne farkı var?
Sayın Erdoğan;
Siz ŞAH değilsiniz, PADİŞAH değilsiniz, SULTAN değilsiniz, HALİFE hiç
değilsiniz.
Siz de bizler gibi sorumluluk yüklenmiş bir fanisiniz. Her
istediğinizi yapamazsınız, her düşündüğünüzü söyleyemezsiniz. Kendinizi
anayasanın ve yasaların üzerinde göremezsiniz.
Bugün için bunları bizden başka kimse, size söyleyemez ama
inanın ki sizin
için de en güvenilir rejim demokrasi ve hukuk devletidir.
Dikta rejimlerinde neler olduğu tarih sayfalarında duruyor.
Başdanışmanlarınızı mahkemelere göndereceğinize, biraz tarih okuyup size özet
çıkarmalarını emredin.
FETÖ, TBMM’ye saldırarak onun saygınlığına zarar verdi!
Fakat, korumalarınızın uzun namlulu ağır silahlarla AKP Grup
toplantı salonuna girmeleri, milletvekillerini itip kakmaları da en az
yukarıdaki olay kadar TBMM’nin saygınlığına zarar vermiştir. Böyle bir
görüntü ne Esad’ın ne Saddam’ın çakma meclislerinde bile yaşanmamıştır.
Bu yazı için de mutlaka sizin Savcılarınız tarafından
soruşturma başlatılacaktır!
Olsun biz antidemokratik her yönetime karşı direnmesini de
kendimizi hakkıyla savunmasını da iyi biliriz. Bu günler de geçer!
Yalnız size şu teminatı verebilirim ki, eğer yaşarsam ben,
ömrüm yetmezse çocuklarım sizin ilerde yargılanmanız esnasında bir aşiret
kafası ile değil, hukuk devleti ilkeleri altında yargılanmanız için de mücadele
veririz…
Sağlık ve başarılar dilerim. 09 Haziran 2017
Rifat Serdaroğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder