ÜLKEYİ YÖNETENLER
MİLLİ OLMALI
Bazı İmam-Hatip Okullarında, son
yıllarda İstiklal Marşını okuma sorunları yaşanmış,
Ret edip protesto edenler olmuştur. Bu okullarda
ümmetçilik ruhu verilmeye çalışılıyor. Kuranı Kerimde“ Müslümanlar
kardeşliktir.” emrini biliyorlar. Ama tersten anlatıyorlar. Her sorunu Dinle
çözüleceğine inanmak bir gaflet olduğu zamanımızda yaşadığımız tecrübeler
gösterdi.
Yenisay
yazıtlarında Kürt sözcüğü geçmektedir. Oğuzhan’ın 24 torunundan birisinin ismi
Kürt olduğu yazılıdır. Orhun anıtlarında Anadolu’daki Kürtlerin konuştuğu 532
sözcüğün bulunduğu tespit edilmiştir.
Milli bir devlet adamı,
farklıklara saygı gösterir ama bu farklılıkları artırmaya katkı sağlamaz. Biz
bu yanlışın yapıldığını son dönem devleti yönetenlerde görmekteyiz. Mete
Tuncay“ Benim çok sayıda Kürt arkadaşım var. Kürt arkadaşlara göre önce
Kürtçülük sonra sosyalizm ve sol gelir.” Bana göre Türklüğüm ikinci ve üçüncü
derecedir diyor. Irkçılığı yapan kimmiş belli oluyor. Görülüyor ki, Osmanlı
döneminde olduğu gibi gidiş “Pis Türkler” denmeye gidiyor.
Zekât ve sadaka toplama işi devlet eliyle “
sandıklar” kurulmalı, bu ibadetlerin siyasi yatırıma dönüştürülmesine engel
olunmalıdır. Dernek ve cemaatlerin elinden alınmalıdır. Buralardan nemalananlar
ülkenin ve dinin menfaatinden daha çok partinin ve cemaatlerin menfalarını öne
almışlardır. Bu konu sadece İktidar tarafından paralel yapı deyip dışlananlar
cemaatin değil, iktidarın desteklediği bütün cemaatler içinde geçerlidir.
Mavi Marmara, Suriye ve Mısırın içişlerine
karışmak hangi memleket severin kabul edebileceği ülkeye yararına bir olaydır.
Bu yanlış politikaya destek olanlar zekât alanlarda biat etkisi vardır. Zekât
ve sadaka alan insanları ikiyüzlü oluyor. Günümüzde dışarıdan para alan
bürokratlar ve gazetecilerin aldığı bir gerçektir. Bunlar yüzsüz ikiyüzlü değil
mi? Bunlar para aldıkları ülkenin yararına çalışıyorlar. Ülkenin faydasına
çalışmıyorlar?
Her an övündüğümüz Selçuklu ve
Osmanlının eksiklikleri Doğuda yaşadığımız sıkıntılarda katkısı vardır.
Selçuklu resmi dil olarak Farsçayı kabul etmiş, Sultanlar isimlerini Farca
alınmışlar. Selçuklu veziri Niza mülk” Yerli halkın çocukları Gulam ismiyle
asker ve devlet adamı yetiştirmek üzere saraya alınmıştı ”diyor. Buda
Türkmenleri devletten uzaklaştırmıştır. Aynı durumu Osmanlılarda da Yeniçeri ve
Enderun mektepleri yoluyla yapılmıştır.
Fransızlar 1820 yılında Cezayir’i işgal ettiğinde Fransızcayı
eğitim dili yapmış, Arapçayı yasaklamıştır. İngilizler Hindistan’da, Ruslar
Türklerde aynı siyaseti uygulamışlardır. Bin yıldır aynı topraklar üzerinde
yaşadığımız halka Türkçeyi öğretmeyi bırak, Türkçe konuşan Türk kabilelerinin
Kürtleşmesine engel olunmamıştır. Osmanlı hoşgörüsünü diline karışmadığı
söylemi, anlamını yitirmiştir. İnsanların inançlarına karışmaması ilahi
emirdir. Ama idaresi altındaki toplumlara Ulusal dilini öğretememesi de bir
eksikliktir. Kürkçülük ideolojisi dış kaynaklıdır. İngiliz ajanı bin başı 1919
Kürdistan misyonu isimli eserinde: “Kürtlerin Ari ırka mensup oldukları.
İslam’a değil Hristiyan ve Avrupa’ya daha yakın olduğunu iddia etmişti.
Batılılar bu yönde çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Gelinen nokta top yekûn
milli mücadele ruhuyla yeniden mücadele etmektir. Tarihi ihmaller, Türklerin
bir kısmını Hristiyanlaştırdı, Yahudileştirdi ve Sılavlaşmasına sebep oldu.
Doğudaki Türk Oğuz boylarının Türkçeyi unutup Kürtçe konuşmaya
başladılar. Dünyayı kurtarmaya çalışanlar buna bile engel olamamıştır.
Temeldeki Ümmetçilik siyaseti hatalı bir anlayışıdır. Bugünkü kürkçülüğün
gelişmesi 12 Eylül öncesi ümmetçilik ve sosyalizmin istismar etmişlerdir. Bu
Kürtçüler, işçi sendika ve öğrenci derneklerinde siyasi Kürtçülükte
uzmanlaşmışlardır. Bu dönemde Filistin’de sosyalizm ismi altında gerilla
eğitimi aldıkları unutulmasın. Kürtlerin her şeyleriyle Turan kavimlerinden
biri olduğu ispat edilmiştir. AKP iktidarıyla Kürtçülüğü ümmetçilikle
çözüleceklerini sandılar. Çözmeyi bırakın sorunlar azgınlaştı. Bu zihniyet
şehit sayısını artırdı. Bu fikrinin verildiği İmam-Hatip Okullarında İstiklal
Marşı okuma ihmalleri oluyor. Ülkemizde oryantalist zihniyetle bir
politika gütmek “Kürt, Çerkeş, Laz, Pomak, Süryani, Alevi, Sünni, Yörük,
Tahtacı, Çepni ve Boşnak ”gibi azınlıklar olduğu iddiasında bulunmak milli
devlet adamlığıyla uyuşmaz.
1839-1918
tarihlerinde Osmanlı Ümmet ve millet ikilemi yaşandı. Bugünde bu ikilem vardır.
Bir Kürt Zaza’sı Türklere daha yakındır. 81 yıl önce Lozan’da İnönü Lord
Curzon’a “Kürt halkın köklerinin İran olduğunu “söylemişti. Britanika
ansiklopedisinde Kürtlerin Turan kökenli olduğu yazılıdır. Bazı
Türkmenler Türkçeyi unutmuşlardır. 24 Oğuz boyundan olan Begdilli aşireti Avşar
Türkmenlerinden olup Kürtçe konuşmaktadır. Kürtlerin ilk tarihini yazan Bitlis
Şeref han 1597 yılında 3. Sultan Mehmet’e sunduğu eserinde Kürtlerin soyunun
Türkistan’da yaşayan Oğuzhan’a dayandığını yazmıştır. Dr. Şükrü Sekban Türklerle
Kürtlerin aynı ırktan olduğunu söylemiştir. Siyasi Kürkçülük ilk defa
Diyarbakır merkezli olmak üzere 1965 te illegal parti olarak kurulmuştu. İsmi
Türkiye Kürdistan Demokrat partisidir. Bu parti Marksist –Leninist çizgide
faaliyetlerini sürdürmüştür. Bu Partinin, Anayasada Türk kelimesinin yanında
“Kürt” sözcüğünün geçmesi yazılıdır.
OKUYUN GÜZEL BİR YAZI
YanıtlaSilOKUYUN GÜZEL BİR YAZI
YanıtlaSil