2 Haziran 2016 Perşembe

ÜLKEYİ YÖNETENLER MİLLİ OLMALI - Gazeteci, Araştırmacı, İlâhiyatçı - Yazar: Cemal ÇALIŞKAN

ÜLKEYİ YÖNETENLER MİLLİ OLMALI
Cemal ÇALIŞKAN
            Bazı İmam-Hatip Okullarında, son yıllarda İstiklal Marşını okuma sorunları yaşanmış,
 Ret edip protesto edenler olmuştur. Bu okullarda ümmetçilik ruhu verilmeye çalışılıyor. Kuranı Kerimde“ Müslümanlar kardeşliktir.” emrini biliyorlar. Ama tersten anlatıyorlar. Her sorunu Dinle çözüleceğine inanmak bir gaflet olduğu zamanımızda yaşadığımız tecrübeler gösterdi.
            Yenisay yazıtlarında Kürt sözcüğü geçmektedir. Oğuzhan’ın 24 torunundan birisinin ismi Kürt olduğu yazılıdır. Orhun anıtlarında Anadolu’daki Kürtlerin konuştuğu 532 sözcüğün bulunduğu tespit edilmiştir.
            Milli bir devlet adamı, farklıklara saygı gösterir ama bu farklılıkları artırmaya katkı sağlamaz. Biz bu yanlışın yapıldığını son dönem devleti yönetenlerde görmekteyiz. Mete Tuncay“ Benim çok sayıda Kürt arkadaşım var.  Kürt arkadaşlara göre önce Kürtçülük sonra sosyalizm ve sol gelir.” Bana göre Türklüğüm ikinci ve üçüncü derecedir diyor. Irkçılığı yapan kimmiş belli oluyor. Görülüyor ki, Osmanlı döneminde olduğu gibi gidiş “Pis Türkler” denmeye gidiyor.
            Zekât ve sadaka toplama işi devlet eliyle “ sandıklar” kurulmalı, bu ibadetlerin siyasi yatırıma dönüştürülmesine engel olunmalıdır. Dernek ve cemaatlerin elinden alınmalıdır. Buralardan nemalananlar ülkenin ve dinin menfaatinden daha çok partinin ve cemaatlerin menfalarını öne almışlardır. Bu konu sadece İktidar tarafından paralel yapı deyip dışlananlar cemaatin değil, iktidarın desteklediği bütün cemaatler içinde geçerlidir.
            Mavi Marmara, Suriye ve Mısırın içişlerine karışmak hangi memleket severin kabul edebileceği ülkeye yararına bir olaydır. Bu yanlış politikaya destek olanlar zekât alanlarda biat etkisi vardır. Zekât ve sadaka alan insanları ikiyüzlü oluyor. Günümüzde dışarıdan para alan bürokratlar ve gazetecilerin aldığı bir gerçektir. Bunlar yüzsüz ikiyüzlü değil mi? Bunlar para aldıkları ülkenin yararına çalışıyorlar. Ülkenin faydasına çalışmıyorlar?
            Her an övündüğümüz Selçuklu ve Osmanlının eksiklikleri Doğuda yaşadığımız sıkıntılarda katkısı vardır. Selçuklu resmi dil olarak Farsçayı kabul etmiş, Sultanlar isimlerini Farca alınmışlar. Selçuklu veziri Niza mülk” Yerli halkın çocukları Gulam ismiyle asker ve devlet adamı yetiştirmek üzere saraya alınmıştı ”diyor. Buda Türkmenleri devletten uzaklaştırmıştır. Aynı durumu Osmanlılarda da Yeniçeri ve Enderun mektepleri yoluyla yapılmıştır.
            Fransızlar 1820 yılında Cezayir’i işgal ettiğinde Fransızcayı eğitim dili yapmış, Arapçayı yasaklamıştır. İngilizler Hindistan’da, Ruslar Türklerde aynı siyaseti uygulamışlardır. Bin yıldır aynı topraklar üzerinde yaşadığımız halka Türkçeyi öğretmeyi bırak, Türkçe konuşan Türk kabilelerinin Kürtleşmesine engel olunmamıştır. Osmanlı hoşgörüsünü diline karışmadığı söylemi, anlamını yitirmiştir. İnsanların inançlarına karışmaması ilahi emirdir. Ama idaresi altındaki toplumlara Ulusal dilini öğretememesi de bir eksikliktir. Kürkçülük ideolojisi dış kaynaklıdır. İngiliz ajanı bin başı 1919 Kürdistan misyonu isimli eserinde: “Kürtlerin Ari ırka mensup oldukları. İslam’a değil Hristiyan ve Avrupa’ya daha yakın olduğunu iddia etmişti.  Batılılar bu yönde çalışmalarını sürdürmüşlerdir. Gelinen nokta top yekûn milli mücadele ruhuyla yeniden mücadele etmektir. Tarihi ihmaller, Türklerin bir kısmını Hristiyanlaştırdı, Yahudileştirdi ve Sılavlaşmasına sebep oldu.
            Doğudaki Türk Oğuz boylarının Türkçeyi unutup Kürtçe konuşmaya başladılar. Dünyayı kurtarmaya çalışanlar buna bile engel olamamıştır. Temeldeki Ümmetçilik siyaseti hatalı bir anlayışıdır. Bugünkü kürkçülüğün gelişmesi 12 Eylül öncesi ümmetçilik ve sosyalizmin istismar etmişlerdir. Bu Kürtçüler,  işçi sendika ve öğrenci derneklerinde siyasi Kürtçülükte uzmanlaşmışlardır. Bu dönemde Filistin’de sosyalizm ismi altında gerilla eğitimi aldıkları unutulmasın. Kürtlerin her şeyleriyle Turan kavimlerinden biri olduğu ispat edilmiştir. AKP iktidarıyla Kürtçülüğü ümmetçilikle çözüleceklerini sandılar. Çözmeyi bırakın sorunlar azgınlaştı. Bu zihniyet şehit sayısını artırdı. Bu fikrinin verildiği İmam-Hatip Okullarında İstiklal Marşı okuma ihmalleri oluyor.  Ülkemizde oryantalist zihniyetle bir politika gütmek “Kürt, Çerkeş, Laz, Pomak, Süryani, Alevi, Sünni, Yörük, Tahtacı, Çepni ve Boşnak ”gibi azınlıklar olduğu iddiasında bulunmak milli devlet adamlığıyla uyuşmaz.
            1839-1918 tarihlerinde Osmanlı Ümmet ve millet ikilemi yaşandı. Bugünde bu ikilem vardır. Bir Kürt Zaza’sı Türklere daha yakındır. 81 yıl önce Lozan’da İnönü Lord Curzon’a “Kürt halkın köklerinin İran olduğunu “söylemişti. Britanika ansiklopedisinde Kürtlerin Turan kökenli olduğu yazılıdır.  Bazı Türkmenler Türkçeyi unutmuşlardır. 24 Oğuz boyundan olan Begdilli aşireti Avşar Türkmenlerinden olup Kürtçe konuşmaktadır. Kürtlerin ilk tarihini yazan Bitlis Şeref han 1597 yılında 3. Sultan Mehmet’e sunduğu eserinde Kürtlerin soyunun Türkistan’da yaşayan Oğuzhan’a dayandığını yazmıştır. Dr. Şükrü Sekban Türklerle Kürtlerin aynı ırktan olduğunu söylemiştir. Siyasi Kürkçülük ilk defa Diyarbakır merkezli olmak üzere 1965 te illegal parti olarak kurulmuştu. İsmi Türkiye Kürdistan Demokrat partisidir. Bu parti Marksist –Leninist çizgide faaliyetlerini sürdürmüştür. Bu Partinin, Anayasada Türk kelimesinin yanında “Kürt” sözcüğünün geçmesi yazılıdır.

2 yorum: