9 Nisan 2022 Cumartesi

Atatürk ve Eğitim

 ATATÜRK VE EĞİTİM

   

Araştırmacı-Yazar: VELİ ZOR

Atatürk bir ulusun yaşamında, eğitimin önemini en iyi anlamış, anlatmış, Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu ve yirmi birinci yüzyılın en büyük devlet adamıdır.

Şöyle diyor ulu önder Atatürk: 

“Benden sonra beni benimsemek isteyenler bu temel esas üzerinde akıl ve bilimin rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçılarım olurlar” 

Bu sözü ile M.K.Atatürk;  kurduğu Cumhuriyete sahip çıkılmasını ve daha fazla çalışarak bilimde ileri bir düzeye  erişilmesini  arzu ve temenni etmiştir.

 Atatürk eğitimin dogmalardan hurafelerden arındırılarak bilimsel temellere dayalı olması gerektiğini vurgulamıştır.

 22 Eylül 1924’de yaptığı bir konuşmada:

“Dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, başarı için en hakiki mürşit ilimdir fendir. Bunun dışında mürşit aramak gaflettir” 

demiştir.

Atatürk eğitimin bilimsel yöntem ve ilkelere göre yapılması gerektiğini şu cümlelerle anlatmıştır:

“Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir doğma, hiçbir donmuş, kalıplaşmış kural bırakmıyorum” ve “Benim manevi mirasım bilim ve akıldır.”

 Atatürk’ün ön gördüğü Cumhuriyet Eğitimi yaygın, demokratik, halkçı bir eğitimdir.

Yani Türk milletinin yetişmesini, gelişmesini ve kültürlü vatandaşlar olmasını sağlayan bir eğitimdir.

Okul dışında kalmış genç ve yaşlıların eğitimini kapsayan yaygın eğitim ve halk eğitim kavramlarını ülkeye ilk olarak Atatürk getirmiş, Halk evleri özellikle bu amaç için kurulmuştur. 

Yeni alfabenin kabulünden sonra millet mektepleri de bu planın bir parçasıdır. 

Atatürk diyor ki: 

“Kadınlarımız erkeklerden daha verimli olgun ve bilgili olmaya mecburdur. Eğitimin baş amacı, kadınları her bakımdan iyi yetiştirmek suretiyle ülkeyi dinamik ve güçlü yapmaktır.”

Atatürk karma eğitim sisteminin temel ilke olması gerektiğini de vurgulamıştır. 

Okullarda kız ve erkek öğrencilerin bir arada okumasını istemiştir.

Çağdaş öğrenme ve öğretme ilkelerinin 1924 ilk okul programında yer aldığını ve cumhuriyetin ilk yıllarında bu ilkelerin uygulanması konusunda önemli bir çabanın olduğunu ve başarıldığını görmekteyiz. 

Atatürk eğitime ne kadar çok önem verdiğinin bir kanıtı olarak; Kurtuluş Savaşı sırasında Sakarya Muharebesinin yaklaşmakta olduğu zor koşulların geçerli olduğu, 1921 temmuzunda cepheden Ankara’ya gelerek, 16-21 temmuzda birinci maarif kongresini toplamıştır. Toplantıda tüm öğretmen temsilcileri hazır bulunmuştur.

Atatürk 1923’te Eskişehir de geleneksel eğitimin toplumsal yaşama ve devlet idaresine olan olumsuz yansımalarını belirten bir konuşma yapmıştır. 

Atatürk Türkiye Cumhuriyetinin korunması için Milli Eğitimde disiplin, öğretmen ve eğiticilere önem verilmesi, bilime ve bilim adamlarına önem verilmesi gerekliliği üzerinde durmuştur. Atatürk, eğitimde kadın erkek eşitliğine önem vermiştir. “Milli Eğitim sistemi bilime dayalı olmalı” demiştir.

Öğretmenlere “Yeni nesil sizin eseriniz olacaktır” diyerek güvenini ve saygısını ortaya koymuştur. 

Atatürk milli bir liderdi; Eğitimin milli olmasını, öğretimde birlik sağlanmasını bilimsel olmasını ve yaygınlaştırılmasını çok önemsiyordu. Atatürk, “Eğitimimiz uygulamalı” olmalıdır demiştir.

Atatürk temel eğitim politikasında iki temel hedef göstermiştir:

1-Cehaletin yenilmesi

2-Türk ulusunun çağdaş uygarlık düzeyine hatta üzerine çıkartılması.

Atatürk eğitim sistemini ezbercilikten kurtarıp, yaratıcı, eleştirici, laik, uygulamaya dayalı bir eğitim sistemi önermiştir. 

1 Mart 1922 ve 1 Mart 1923’te T.B.M.M.de konuşmalarında uygulamalı eğitime vurgu yapmıştır. Eğitimin laik olması gerektiğini her defasında vurgulamıştır.

Bugün ne yazık ki, 21’inci yüzyıla girerken eğitim uygularımıza baktığımızda aktif öğrenmenin gerçekleştirilemediği, uygulamalı ve bilimsel eğitimin olmadığı, laik eğitimden süratle uzaklaşıldığı görülmektedir. 

Milli eğitim sadece kağıt üzerinde kalmış, çağdaş uygarlık düzeyi de çok gerilerde bir hedef durumuna gelmiştir.

VELİ ZOR

ÖZGEÇMİŞ:

20.02.1957 yılında Ankara’nın Çubuk ilçesine bağlı Yukarı Karaköy’de doğdum. İlkokulu Ankara Yeşilöz ilköğretim okulunda okudum. Ortaokulu Hasköy orta okulunda, lise  öğrenimimi de  Ankara Aydınlıkevler lisesinde tamamladım.

1976 yılında Hacettepe Üniversitesi Sosyal ve İdari Bilimler Fakültesi Sanat Tarihi bölümünde yüksek öğrenimime başladım. 1982 yılında mezun oldum.

Öğretmen emeklisiyim, şairim ve Kültür Bakanlığına bağlı İLESAM üyesiyim . Evli ve bir kız babasıyım.