15 Mart 2023 Çarşamba

Gerçek şu ki

 RUKİYE SULTAN DİYOR Kİ:

Rukiye Demir

Gerçek şu ki 

Her ne kadar aklım başımda olsada kokunu her soluduğumda kafası kıyak bir keş gibiyim

Ve ben, 

Her ne kadar soğuk kanlı olsam da, sana her dokunduğumda tekrar tekrar tutuşan bir ateş 🔥 gibiyim.

Gözlerinde saklıydı yaşanmış sevdalarım. 

Biraz gece, biraz kahve, biraz sen, biraz ben, biraz şiir, biraz huzur, 

Hiç Açığa Vurulmamış 

Benimsen;

Hürriyetim Esastır, üzerinde vakti saati olur olmaz yok benim için.

Zirâ kısık ateşte Aşk pişmez çiğ kalır .

Bu yüzden, 

Her fırsatta çeke çeke ,

Her tenhada içe içe,

Yaşarım seni !

Sen ki kaburgalarımı içer den kıracak kadar güçlüsün. 

Her hükmün gönlüm üstüne,

Lâkin Sende alma hafife beni,

Ben ki seni .

Çekip busemi, Can damarına mum gibi eritecek kadar tutkun

Yakıp busemi bırakıp boynuna 

Kül edecek kadar yangınım.

Öyle büyükmüş ki içimizdeki yanlızlık

Sevilmeyi beklerken

BEKLEMEYİ SEVMİŞİZ...

💋Sevgilerimle...

Rukiye Sultandan 👍

5 Mart 2023 Pazar

RUKİYE SULTAN DİYOR Kİ: 

8 Mart Dünya emekçi kadınlar Günümüz umutla dolu yarınlara olsun.

Acıyla yoğrulan sabırla bilenen kadınlarımızın 8 mart Dünya emekçi kadınlar günü kutlu olsun.

8 mart Dünya kadınlar günü Saygıdeğer Türk ve Dünya kadınlarına Sağlık ve mutluluk umut neşe getirsin.

Kadın bir gün değil her gün hatırlanmalıdır. 

Kadınlar günümüz umutla dolu yarınlara olsun.

Dünyanın yarısını kadınlar oluşturur diğer yarısını da kadınlar Yetiştirir.

Kadına saygılı ol.Kadınlar insanlığın devamı için olmazsa olmazıdır.

 En büyük dertlerin dertlisi en büyük mutlulukların ardındaki Kahramandır.

Onlar sevimli kızlarımız, tatlı kız kardesimiz, mükemmel annelerimiz, onlar hayatımızın anlamı, bu dünyadaki hiçbir canlı bir kadın kadar güçlü değildir.  Hem evinde, hem kariyerinde mükemmel performansı ile birlikte en iyi şekilde yönetir. .Dünyanın en güçlü varlıkları kadınlar 8 Mart dünyada kadinların eşitlik kalkınma ve daha huzurlu yaşam özlemleri dile getirdikleri gündür.

Aklınıza koyduğunuz her şeyi yapabilirsiniz, en derin denizde yüzebilir en yüksek zirveye tırmanabilirsiniz. 

Güclü, güzel Şefkatlı, sevgi dolu merhametli kelimelerin ifade edebileceğinden çok daha fazlayız.

Bu gün değil her günümüz özeldir

Toplumun beklentilerinin isinizi  azaltmasına izin vermeyin

Kendinizi sevin sevgi ve ışığa layık olduğunuzu bilin ve sesinizin önemli olduğunu anlayın

Adam olmadan önce insan olabilmenin en temel unsurudur kadın.

Çoğu zaman değil her zaman  her gözün nuru hayatın can damarıdır 8 Mart Dünya kadınlar günü hakkı ödenmeyecek olan kadınların günüdür.

8 Mart kadınlar günü hikayesi

8 Mart dünya kadınlar gününün tarihi 1800 li yıllara dayanıyor. Kadınlar mücadele ateşini ABD'nde 40 bin kadın dokuma işçisi 8 Mart 1857de yaktı. Bir tekstil fabrikasında başlattıkları grevde çıkan yangında 129 kadın can verdi. Bu feci olayın tarihi 8 Mart  1857'ydi.  40 bin kadın işçi ABD' nin New York kentinde bir dokuma fabrikasında greve başladı.  Sadece daha iyi çalışma koşulları istiyorlardı. Polisin fabrikaya kitlediği kadın işçiler den 129 u içeride çıkan yangında can verdi

Türkiye'de 8 Mart dünya kadınlar günü ilk kez 1921 yılında iki komünist kız kardeş Rahime Selimova ve Cemile Nuşirvanova nin girişimi ile gerçekleştirildi. Bu tarihten sonra yıllar boyunca 8 Mart dünya kadınlar günü kutlamalarına izin verilmedi. 

1975 yılında "Birleşmiş Milletler Kadın On Yılı" ilan edildi. Türkiye de bu kapsamda yer aldığı için 1975 yılında Türkiye'de "Kadın Yılı Kongresi" yapıldı. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün 1975 yılında kutlanmaya başlamasında İlerici Kadınlar Derneği'nin faaliyetleri de etkili oldu.

Bir sesimizle dünyanın sesi olabiliriz çünkü bizler daima güçlüyüz .Tarih herzaman biz kadınları yazacak

Dünya kadınlar. Günümüz kutlu olsun

Sevgilerimle..

Rukiye DEMİR

06.03.2023


2 Mart 2023 Perşembe

TÜRKİYE'NİN KURTULUŞU AFETSİZ KENTLER

TÜRKİYE'NİN KURTULUŞU AFETSİZ KENTLER

Doc. Dr. Çetin Göksu, Kent Uzmanı



Türkiye'nin ve gelecek nesillerin kurtuluşu, "Afetsiz Kentler Modelini" hayata geçirebildiği ölçüde mümkün olacaktır

Türkiye, Afetlere dayanaksız, çürük kentlerden kurtulmalı, biran önce "Sağlıklı ve Güvenli Kentler" sistemine geçmelidir. 

Türkiye'nin bulunduğu kaos ortamı ve buna ilave olarak gelen 6 Şubat depreminin getirdiği ulusal yıkım, hem Türkiye'de devrim niteliğinde değişimler yapılmasını, hem sorunların altından kalkamayan iktidarın değişmesini gündeme getirdi.

Büyük deprem yaklaşık 10 ili, birçok kenti ve köyü yıkan on birlerce insanının ölümüne bölgesel ekonominin çökmesine  neden olan bu insanlık dramı, Türkiye'de ki kentlesmenin  ne kadar yanlış temeller üzerine oturduğunu gösteriyor. Diğer taraftan Türkiye'de sık sık meydana gelen depremler ve beklenen İstanbul depremi, Ülkede büyük bir korku ortamı yarattı. Büyük bir tedirginlik ve yaygın bir ölüm korkusu, bütün ülkeyi sardı

Öldüren kentler sisteminin nasıl ve neden ortaya çıktığı çok ama çok önemlidir.. Öldüren kentlerden sağlam ve sağlıklı kentler sistemine geçmek  ülkenin bir nolu sorunu haline gelmiştir. Çünkü deprem , insanları topluca öldürmekle kalmıyor, ülkeyi de büyük bir sosyal ve ekonomik çöküntünün eşiğine getiriyor. Türkiye en kısa zamanda bu korkunç sistemden çürük kentler sisteminden kurulmalıdır.

KENTSEL ÇÜRÜMENİN NEDENLERI

Felaketin asıl nedeni, depremin kendisinden çok, kentlerdeki çürüme olduğu bilinmelidir. 

Kentlerdeki çürümenin asıl nedeni, uygulanan vahşi kapitalizm olduğunu söylemek yanlış değildir. Rüşvet ve  ona eşlik eden hırsızlık ve vurgunlar,  adam kayırma gibi, ahlak dışı gelişmeler bir çok alanda yapılıyor. Toplumsal çürüme ve rüşvet sistemi, yanlış kent planlaması ile başlıyor, mimaride inşaatın her aşamasında devam ediyor. Bugün ülkenin her yerinde ve özellikle inşaat alanında, Rüşvetler, vurgunlar, adam kayırmalar büyük bir Toplumsal çürümenin oluştuğunun çok açık göstergesidir.  .

ÇÜRÜK KENTLERDEN SAĞLIKLI KENTLERE

ÇÜRÜK kentlerden kurtulmak, daha güvenli, daha sağlıklı kentler kurmak mümkün mü? 

KENTLERDE INSANCA HAKCA DÜZEN KURULMALIDIR

Öncelikle Türkiye sağlıklı ve güvenli bir ortamlara kavuşmak istiyorsa, öncelikle, rüşvete ve vurguna dayalı toplumsal ve ekonomik sistemden kurtulmalı, İNSANCA HAKÇA DÜZEN kurulmalıdır. Bunun da tek yolu, yolsuzluklara izin veren, sağlam kentler sistemi kuramayan, Siyasal erki değiştirmektir. Ülkenin başına dürüst yönetimler getirilmedikçe, toplumsal ve ona bağlı kentsel çürümüşlükten kurtulma şansı yoktur.

İMAR PLANI YÖNTEMİ DEĞİŞTİRİLMELİDİR 

Diğer bir konu, kentlerin planlaması ile ilgilidir. İmar planlama yöntemi, spekülasyona,  vurguna dayalı bir sistemdir. İmar planlama yöntemi değişmedikçe, güvenli ve sağlıklı Kent planlama modelleri geçmek mümkün  görünmüyor.

TURKIYE İÇİN KENT MODELİ?

Ilkel İmar planı yerine, çok daha gelişmiş kent modelleri tercih edilmelidir. Bunların arasında, Eko-kent Güneş-kent, Sağlıklı kent, Afetsiz Kent vb birçok kent modelini sayabiliriz. Ama en doğrusu, Turkiyenin kendi modelini, Cumhuriyet kent modelini geliştirmek ve kullanmak olmalıdır.

GÜNEŞ KENTLER SİSTEMİNE GEÇİLMELİDİR.

Bize göre geleceğin kentleri arasında Türkiye icin en uygun seçim Guneskent Modeli olacaktır. Guneskentler, çağın en ileri, toplum için en uygun, yaşam için en güvenli, afetlere karşı en dayanıklı kent modelidir.

SEÇENEKLER 

Bugün Türkiye kan ağlıyor, öncelikle yaraların sarılması için ulusça büyük çaba harcanıyor, yeni konut yapımı için iktidar harekete geçmiş görünüyor. Yeni yerleşimler için yaklaşık 300- 400 milyar TL harcanması söz konusu olduğu ifade ediliyor. Ancak bu paraları, çürük olduğu bilinen sistemleri devam ettirmek için değil, daha sağlıklı, daha güvenli kentler için kullanmak daha akıllıca olacaktır.

UYARI

Hükumeti ve Belediyeleri uyarıyoruz. Eğer sağlıklı ve güvenilir kentleri istiyorsanız, Depreme dayanıklı, Kendi enerjisini, kendi gıdasını üreten Güneş enerjili "Afetsiz Kentler" sistemini başlata bilir, hem bugünün, hem de gelecek nesillerin yaşamını, şimdiden GÜVENCE altına almaya başlayabilirsiniz.