9 Ekim 2014 Perşembe

Prof. Dr. Ayşegül AKBAY YARPUZLU; SELF DETERMİNASYON; Sahnede: HDP, DBP ve DTK

SELF DETERMİNASYON;
Sahnede: HDP, DBP ve DTK

Okunmayan yazılarıma bir yenisini ekliyorum…
Self-Determinasyon kavramının neresinde Güney Doğu?
Self-Determinasyon kavramını iyi bilmesek de ve toplumun çoğu sınır bütünlüğü ve üniter devlete koşullanmış bir militer sistemin ürünü olsa da; bu kelimeyi çoğumuz ömrümüzde birkaç kez duymuşuzdur.
Kimilerine göre, Self-Determinasyon, Avrupa’lıların bizi bölmek için uydurdukları bir bölünme ara kavramı, topraklarımızı parçalamaya çalışan düşmanca bir plan.
Gerçekte, Self-Determinasyon; Uluslar arası Hukuk’ta tanımlanmış, yeni devlet kurma koşulunda, toprak iddiaları halinde egemen devletin ayrılma ve bağımsızlık arayışına yanıtı, bölge halkının kendisine sorması ve demokrasiye saygı gösterilmesi anlamına geliyor. Tartışmalı bir kavram olmasının sebebi, referandumdan ayrılma kararı çıkması halinde, Uluslar arası Hukuk'ta geçerliliği olan sınır bütünlüğü anlaşmaları doğrultusunda eski durumun korunması adına oyunbozanlığın hukuka dayandırılmasını talep edecek gurupların daima bir yerlerde mevcut kalması ve hatta kimi zaman bu sebeple savaşın ya da iç savaşın kışkırtılmaya devam edilmesi ve sürmesi.
Henüz Türkiye Cumhuriyeti’nin bir topyekün değişik Federalist Anayasa’yı baştan görüşmesi  ve hazırlığı topluma sunması gündemde bile değil. Avrupa’daki Federalist dönüşüme gelince, bizzat Avrupa siyasi entegrasyonunun ne pahasına olursa olsun bir acil anayasa referandumuyla hızlandırılması önermesi ile ortaya çıkan Spinelli yandaşlarının Avrupa toplumunda fazla desteği yok.Hatta malum Avrupa Parlamentosu'nu bile hiçe sayan nüfus, Avrupa Parlamentosu seçimlerine %50’nin altında katılım gösteriyor. Çoğunluk kendi dilinde, kendi mahallesindeki bakkalın önünde. Destekçiler arasındaki daha yaygın eğilimse, Monet’ci; yani öncelikle kurumsal dönüşüm diyor.
Kürtler genelde hiç şüphesiz bağımsızlık yanlısı, on yıllardır bunun için savaşıyorlar. Ancak, içlerindeki silahlı teröristler bir yana, demokrasi yanlısı olanlar, cinayet ve şiddete değil, demokrasi ile gelecek bir Self-Determinasyon hakkına belki de daha çok inanıyorlar.
Günümüzde, Türkiye'deki Kürt Guruplar da, siyasi ideolojilerdeki farklılıkları daha iyi yansıtabilmek ve bunu bir demokratik debuta dönüştürebilmek maksadıyla kendi aralarından yeni alternatifler çıkarmayı da başarabildiler ki; bunu son derece sevindirici buluyor ve destekliyorum. İşte artık sahnede HDP, DBP ve DTK da var. Şimdi bu partiler ve guruplar, Kürt Devleti ya da Büyük Kürdistan kurulacaksa bile nasıl bir yol haritasiyla bunun gerçekleşeceği konusunda kendi aralarında bir debut kuracaklar, yazarlar, çizerler, düşünürler, görsel kurgucular bu farklı yol haritalarını sunacaklar toplumun hür fikrine…Burada, şüphesiz askeri baskı ve koşullama altında, askeri refleks verecek olanlar ve düşünenle silahlı savaş suçlularını bir kefede tartmak isteyecek Türkler de hiç de az olmayacak. Hele de Osmanlıcı emeller ve İslam propagandisti bir Başbakan, teorik ve akademik mantıktan nasibini almamış bir Kılıçtaroğlu ve sevimli faşist Bahçeli’nin güttüğü bir mecliste, self-determinasyona dönük bir tartışmanın kavgasız dövüşsüz ve derin bir içerikle tartışılmasını beklemek hiç şüphesiz rüya görmekle eşdeğer.
Yine de şimdi; sahnedeki HDP, DBP ve DTK’ya düşen görev, sınırların dışındaki diğer devletlerin egemenliğinde yaşayan Kürtler bir yana bırakılırsa ki; bunların durumu da artık Kürt Konferanslarıyla bir zemine oturtulmaya çalışılıyor; bizzat Türkiye içindeki Kürtler için silahsız referander çözüm için Self-Determinasyon adına savunulacak girişimin, federasyon mu, özerklik mi yoksa doğrudan özgürlük mü olduğu konusunda yeniden bir nabız yoklaması ve kamuoyu anketleriyle durum değerlendirmesi olacağı kanaatindeyim. Türkiye’nin Kürt liderlerinin her birisi dikkat ediniz, gelecekte oluşacak dar bölge seçim sisteminde kendi başlarına ve bir siyasi çatıya sığınmadan seçilebileceklerini kanıtlamış, değerli fikir insanlarıdırlar da. Şimdi, düşünceyi tetikleme zamanıdır. Silahı bırakması gerekenlere bir kere daha duyurulur. Haydi tuşlara, kamera karşısına…
Kosova, Kıbrıs, Ukrayna, İrlanda, İspanya yine bize bakıyor!

1 yorum: