30 Haziran 2016 Perşembe

ÇOK ÖNEMLİ BİR TESPİT: "ALİ BAYKAN YAZDI "BÜYÜK FOTOĞRAFI GÖRMENİZ İÇİN" BÜYÜK FOTOĞRAFI GÖRMENİZ İÇİN.."

ALİ BAYKAN YAZDI: 
"BÜYÜK FOTOĞRAFI GÖRMENİZ İÇİN"
IŞİD’in adını ilk duyduğumuzda 900 kişilik bir ana kuvveti Musul’a doğru ilerliyordu. Bu haber duyulduğunda Musul’da bulunan bütün halk ve bütün yabancı misyonlar hatta Irak ordusunun askerleri dahi, hem de ağır silahlarını dahi bırakarak, alelacele Musul’u terk etme telaşında idiler.
Bir tek Türk Konsolosluğu’na “Boşaltmayın” emri verilmişti.
Neden?
Çünkü Türkiye’yi yöneten irade IŞİD’in Türk misyonuna bir saldırı yapmayacağı düşüncesindeydi. Bu düşüncenin haklı bir tabanı vardı. Esad’a karşı savaşan ÖSO (Özgür Suriye Ordusu) bünyesindeki El Nusra’ya silah ve mühimmat taşıyan Türk tırları işte bu El Nusra bünyesinden fışkıran radikal İslamcı IŞİD’in palazlanmasına imkan sağlayan askeri mühimmatın birincil kaynağı idi. Tayyip kulağına fısıldananlara inanıp yeni tasarlanan BOP coğrafyasında etkili bir aktör olacağı belli olan IŞİD’i sözünü sayan, kendi projelerine de taşeronluk yapacak, yönlendirebileceği bir silahlı güç olarak görüyordu. Taşlar yeniden dizilirken, ganimetler paylaşılırken  Tayyip de IŞİD üzerinden pastadaki payını büyütecekti.
Bu hiç olmadı denemez, neticede IŞİD’in el koyduğu kuyulardaki ve rafinerilerdeki ucuz kaçak petrolü kıyıya taşıyan Tanker kamyonların içinde büyük filo “dünür” Çalık’ın idi. Kıyıdan İsrail’e aktaran da oğul Burak’ın ve Bilâl’in tanker gemileri idi. Kazanç o kadar büyüktü ki, her iki seferden sonra filoya yeni bir gemi ekleniyordu..
Ta ki, “pastada benim de payım olmalı” diye Suriye’ye Esad üzerinden çöreklenen Rusya’nın, IŞİD’in el koyduğu bir rafineriyi ve dolum kuyruğu bekleyen tanker filolarını bombalamasına kadar işler iyi gidiyordu. Bombalanarak imha edilen rafineride Çalığın tanker filosu da vardı. Ne olduysa ondan sonra oldu; o güne kadar Hatay sınırımızın Suriye’ye burun yapan köşesini viraj almadan (2 dakikada) geçerek onlarca defa ihlal eden Rus uçakları arada bir nota vererek ikaz edilirken, Çalık’ın filosunun imha edilmesinden sonraki ilk ihlali yapan Rus uçağı (misilleme olarak) düşürüldü..
Dünür damat ekseninde bir ailenin kirli dolarları için Türkiye’nin başına büyük bir çorap örülmüş oldu.. Ardından yaşananlarda faturayı ödeyen Türk devleti ve Türk halkı oldu.. Antalya’yı bırakın bir yana, asıl Laleli öldü. Gümrüksüz ticaret ile Türkiye’nin en büyük ihracat kapısı olan “Bavul ticareti” bıçak gibi kesildi, devasa alacaklar Rusya’da kaldı, devasa firmalar iflas etti, sadece bölge esnafı değil, Türk ekonomisi çok büyük yara aldı. Bu durum ülkenin her tarafında yaşayanların işini düzenini olumsuz etkiledi, hayat standardını düşürdü..
Biraz başa  saralım filmi..
IŞİD 900 kişi ile Musul’a yürürken kalkıştan 8 dakika sonra o 900 kişinin üzerine bomba yağdırarak kumlara gömebilecek olan Türk F-16’ları neden havalanmadı. Güzergah çöl, Kandil gibi kayalık ve mağara değil ki saklansınlar IŞİD piyadeleri. Hepsini öldüremedik varsayalım, eş zamanlı havalana skorsky’ler bombardıman bitmeden yüzlerce ‘bordobereli’yi sahaya indirir, nihai temizliği de yapardı..
Neden yapılmadı ? Yapılsaydı Sam Amca’nın senaryosu bozulurdu çünkü.. Kendi de bir ABD taşeronu olan irade bu emri veremezdi elbet..
TERÖR ÖRGÜTLERİ EMPERYALİZMİN TAŞERONUDUR..
IŞİD de Taliban ve El Kaide gibi ABD’nin ürettiği, kendi senaryoları için kullandığı taşeron bir örgüttür. Gece karanlığında bile kızıl ötesi ışınlarla binlerce metre yükseklikten bir tavşanı bile görebilen, her hareketli hedefe güdümlü füzelerle nokta atışı yapabilen uçakların IŞİD’i  3-5 palmiye ağacından başka gölgesi olmayan çöllerde nasıl bulamaz da yok edemez? Böyle bir niyet yok çünkü. IŞİD’in dolaylı ABD desteği ile Türklerden ve Araplardan arındırarak insansızlaştırdığı bölgeleri, daha sonra görünür ABD desteği ile yandaş örgüt PYD işgal ediyor ve “Kürt toprağı” yapıyor. Maksat artık her IQ seviyesinin anlayabileceği kadar görünür oldu. Nihayetinde Türk topraklarından da pay isteyen bir taşeron Kürt Devleti. Aslında o da ahırinde Büyük İsrail’in “Vadedilmiş Topraklar”ı ( Arz-ı mevud) için “Emanetçi”.. Vakit Tamam olduğunda Büyük İsrail ile Büyük Ermenistan’ı Doğu Anadolu’da sınır komşusu yapmaktır hedef..
Ve bu süreç “11  Eylül” ile RESMEN başladı.
Açıkçası, ben de 11 Eylül’ün ABD’nin Ortadoğu’ya askeri müdahalelerine gerekçe olabilsin diye, dünyada kamuoyu oluşturmak üzere,  “kendi adamı ile kendi topuğuna sıktırması” olduğuna inananlardanım. Yaygın kanaat de budur zaten.. Kanıtlanamayacak olsa da.
Öyle “Komplo Teorisi” filan demeyin. Biz bunları okuyarak ve yaşayarak büyüdük. Benim yaşımdakiler hatırlar; Yunanistan’daki  “Cunta Yönetimi’ni CIA 10 yıl sonra “Evet, biz yaptık” diye açıkladı. Bizdeki “12 Eylül”ü ise daha başladığı günde “Bizim çocuklar” ifadesiyle itiraf ettiler..
Okuyanları azalmasın diye daha yazılabilecek olanları yazmayacağım..
Ama özetle bilinmeli ki, bu gün yaşadığımız musibetlerin birinci müsebbibi Tayyip’in hastalıklı ruh yapısıdır.. Kontrol dışı bir megalomanlık, kuşatılmış iradesi ile Türkiye’yi bir büyük bataklığa sokmuştur.
“Ayı ile yatağa giren tırmalanmış olarak çıkar..”
Tek kurtuluş ümidi, Türk Milleti’nin refleksi olan Ülkücülerin parangalarından kurtulması ve “Milli Devlet, Güçlü İktidar” ile emperyalizme direnmesidir..
Ne mutlu ki tünelin ucunda ışık görünmüştür. Azimle ışığa doğru yürümek zamanıdır..
Ali Baykan - 29.06.2016 13:22 –
http://www.yasarkiraz.com/news/-buyuk-fotografi-gormeniz-icin/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder