AKP, OLAĞAN
ÜSTÜ PARTİ KONGRESİNE ELEŞTİRİ
BAĞIMSIZ
CUMHURİYET PARTİSİ
(BCP) GENEL BAŞKANI
(BCP) GENEL BAŞKANI
(67 Yıllık "KARŞI DEVRİM"
Sürecinde Ülkenin Geldiği Nokta)
Sürecinde Ülkenin Geldiği Nokta)
AKP, Kendiliğinden
ortaya çıkmış bir parti değil, ülkede söz sahibi olan diğer partiler gibi CIA
tarafından organize edilmiş bir sürecin ürünüdür.
1945-1950
yıllarında Kemalist Halk İktidarını ele geçiren karşı devrimin görevi, Türkiye
Cumhuriyeti Kemalist sistemi dağıtmak, Liberal (emperyal) sisteme geçmek
idi.Ülkede bu amaçla örgütlenen emperyalizm ve İşbirlikçiler,1946
seçimlerinde,Halk Meclisi (TBMM) ni kenara iterek,Atatürk CHP parti programını
yırtıp atarak, Parlamenter sisteme geçiş yalanları ile farklı iki partiymiş
gibi karşımıza çıkartıldılar.Biri Liberal Sistemi doğrudan savunan DP,
2. ise
Atatürk CHP'sinden arındırılmış Kemalist devrimleri inkâr eden sol düşünce ve
Sosyal Demokrat gibi beylik laflar ile sulandırılmış özünde Liberal ''Yeni
İnönü CHP'' sidir. Partiler bir yanda görücüye çıkarken diğer yandan da
devrimci bir karakter taşıyan Türk Milliyetçiliğini; Türk Irkçılığına
dönüştürmek için Türkeş'i yetiştiriyorlardı (Politikada Irkçılık İlk Olarak
Batı da ortaya çıkmıştır)
İktidar
Güçtür,iktidarı belirleyen güç ise ülkede,üretim araçları ,insanı üstünde yaşadığı toprak ve insan ile
ürün döngüsünü sağlayan Kapital (para)dır .İşte Kavga tam da bu nokta da
dır.Kemalist sistem de araç gereçler para halka,liberal sistem de ise şahıslara
aittir.
1950 seçimlerinde
Ümmetçi toplum dayatması ile halkın karşısına çıkan DP halktan kabul görmeyip
yıpranınca, CIA devreye girdi.İnönü-Türkeş ittifakı ile Dp'ye karşı 1960
darbesini yaptı. Ümmetçi yapılanmayı ileride tekrar kullanmak için geri
çekti.''Özgürlük demokrasi adına Sol, Sosyal Demokrasi ve Türk Irkçılığını
sahneye sürdü. Öte yandan da CIA/FETO,
ile Ümmetçi toplumu yeniden yaratmak için illegal örgütlenmeleri başlattı.
ile Ümmetçi toplumu yeniden yaratmak için illegal örgütlenmeleri başlattı.
1960
darbesi mükemmel bir organize ile halka yutturularak, Anayasa ve Mahkemelerin
değişmesi ile Kemalizme 1945 den sonra 2.darbeyi vurdu.
Sahneye çıkan Sol-Sağ 1970-80 yılları arasında ülkeyi kaostan kaosa sürüklerken,CIA,Bir yandan teorisyenlerinden Kemal Derviş'e 24 ocak kararlarını yazdırıyor(1976),diğer yandan bu kararları hayata geçirecek Ümmetçi yapılanmayı FETO ile hızlandırmaya başlıyordu.
Sahneye çıkan Sol-Sağ 1970-80 yılları arasında ülkeyi kaostan kaosa sürüklerken,CIA,Bir yandan teorisyenlerinden Kemal Derviş'e 24 ocak kararlarını yazdırıyor(1976),diğer yandan bu kararları hayata geçirecek Ümmetçi yapılanmayı FETO ile hızlandırmaya başlıyordu.
1978-80
sol,sağ kavgalarını çok korkunç göstermek için CIA eylemlere başladı.Solcu
gençlerin toparlandığı yerleri bombalayan CIA ,eylemleri, sağ görüşlü gençlere
yıkıyor ya da tersi sağ gençliği katlediyor, sol örgütler üstüne
yıkıyor,Camileri,otobüsleri bombalıyor ülkede kaosu derinleştirerek 1980
hazırlıkları yapıyordu.
70’li
yıllarda Fethullah Gülen’in okullarına akıtılan paralar BOP’un altyapıları ve
1976 1981 yıllarının hazırlık aşamaları idi. O yıllarda ülkemizde yaşanan kaos
tesadüfi değil, görünmeyen hükümet CIA'nın işi idi. 12 Eylül darbesi
yapıldığında, bundan daha Türkiye basını bile habersizken, ABD basını darbeyi
sabah saat 05’te manşetten ''Bizim çocuklar bu işi başardı'' diye veriyordu (http://www.milliyet.com.tr/.…/dunyadetay/04.06.2011/1398393/...).
'12 Eylül, ulusal solcu ve ulusal sağcıları işkence tezgвhlarında, İsa'nın
öcünü alırcasına çarmıhlara gererken,
ümmetçi toplumu yaratacak olan Özal, ABD’de kampa alınmış ve Kemalizm'in
tasfiyesi için 1976’da Kemal Derviş tarafından yazılan ‘24 Ocak Kararları”nın
hayata geçirilmesi için eğitiliyordu (24 Ocak Kararları Kemalizm'in tasfiye
kararlarıdır.).
Irak ile sınırımızda tampon bölge açılarak çekiç gücü yerleştirilecek, ‘Güneydoğu sorunu’ adı altında APO görevlendirilecek ve PKK güçlendirilecekti. Onların çocukları başarılı oldu, silahlarımız yenilendi, yeni açılan üslerimiz Ortadoğu’ya yönlendirildi ve böylece bir taşla iki kuş vuruldu. SSCB’nin yıkılması için kutsal cephe ile ittifak yapan radikal İslam, ikiz kulelerin havaya uçurulması ile yerini ılımlı İslama bıraktı. Nehri geçerken at değiştirmeye kalkışan Batı emperyalizmi, Bin Ladin'i Afganistan'da karşısına aldı. Bin Ladin şöyle diyordu; “Bizim gerçek düşmanımız SSCB değil, ABD imiş”. Bir yandan Bin Ladin ile savaşan ABD, öte yandan sünnilerin önderliğinde “Ilımlı İslam” adı altında ruhani lider Fethullah Gülen'i Ortadoğu'nun halifesi gibi tanıtmaya başladı. Bill Clinton, İstanbul Çırağan Sarayı’nda şöyle demişti; ‘’Yahudilerin Haham’ı, Hristiyanların Papa’sı var ama Müslümanların bir ruhani lideri yoktur.’’. Özal’ın zamansız ölümü sonrası iktidara gelen Ecevit - Devlet Bahçeli hükümeti BOP’u suya düşürecekti. Özal hükümetinin devamı gerekiyordu. Görünmeyen hükümet devreye girdi, dönemin İstanbul Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ı hazırlamaya başladı. Arkasından ’24 Ocak Kararları’nın sahibi olan Kemal Derviş’i göndererek Ecevit hükümetini devirdiler. AKP ile eş başkan Tayyip Erdoğan’ı iktidara taşıdılar ve suyu yoluna koyan görünmeyen hükümet 2003’de BOP girişimini başlattı. ‘’Yeni dünya düzenini ben kuracağım, benim ile gelen payını alır’’ sloganı ile ortaya çıktı. Ardından ‘’Saddam kimyasal silah ile dünyayı tehdit ediyor’’ gerekçesi ile 10 Mart 2003’de Saddam’ı vuracağını açıkladı. Böyle bir müdahaleyi ancak BM yapabilirdi. Çünkü dünyanın düzenini sağlayan karakol BM’dir. Dünyayı böyle bir tehlikeye atan ülkenin sorununu, silahlı kanadı olan NATO gücünü göndererek çözer. 20 Mart 2003’e kadar ABD’ye ‘bekle, ben sorunu çözerim’ derken, ABD bu kararı tanımadı ve aynı tarihte Irak’ı işgal etti. Bu tarih yeni dünya düzeninin başlangıcı olacaktı. Bu işgal AB’yi ve BM’yi parçalarken, dünyada da yeni müttefikleri oluşturdu;
Irak ile sınırımızda tampon bölge açılarak çekiç gücü yerleştirilecek, ‘Güneydoğu sorunu’ adı altında APO görevlendirilecek ve PKK güçlendirilecekti. Onların çocukları başarılı oldu, silahlarımız yenilendi, yeni açılan üslerimiz Ortadoğu’ya yönlendirildi ve böylece bir taşla iki kuş vuruldu. SSCB’nin yıkılması için kutsal cephe ile ittifak yapan radikal İslam, ikiz kulelerin havaya uçurulması ile yerini ılımlı İslama bıraktı. Nehri geçerken at değiştirmeye kalkışan Batı emperyalizmi, Bin Ladin'i Afganistan'da karşısına aldı. Bin Ladin şöyle diyordu; “Bizim gerçek düşmanımız SSCB değil, ABD imiş”. Bir yandan Bin Ladin ile savaşan ABD, öte yandan sünnilerin önderliğinde “Ilımlı İslam” adı altında ruhani lider Fethullah Gülen'i Ortadoğu'nun halifesi gibi tanıtmaya başladı. Bill Clinton, İstanbul Çırağan Sarayı’nda şöyle demişti; ‘’Yahudilerin Haham’ı, Hristiyanların Papa’sı var ama Müslümanların bir ruhani lideri yoktur.’’. Özal’ın zamansız ölümü sonrası iktidara gelen Ecevit - Devlet Bahçeli hükümeti BOP’u suya düşürecekti. Özal hükümetinin devamı gerekiyordu. Görünmeyen hükümet devreye girdi, dönemin İstanbul Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ı hazırlamaya başladı. Arkasından ’24 Ocak Kararları’nın sahibi olan Kemal Derviş’i göndererek Ecevit hükümetini devirdiler. AKP ile eş başkan Tayyip Erdoğan’ı iktidara taşıdılar ve suyu yoluna koyan görünmeyen hükümet 2003’de BOP girişimini başlattı. ‘’Yeni dünya düzenini ben kuracağım, benim ile gelen payını alır’’ sloganı ile ortaya çıktı. Ardından ‘’Saddam kimyasal silah ile dünyayı tehdit ediyor’’ gerekçesi ile 10 Mart 2003’de Saddam’ı vuracağını açıkladı. Böyle bir müdahaleyi ancak BM yapabilirdi. Çünkü dünyanın düzenini sağlayan karakol BM’dir. Dünyayı böyle bir tehlikeye atan ülkenin sorununu, silahlı kanadı olan NATO gücünü göndererek çözer. 20 Mart 2003’e kadar ABD’ye ‘bekle, ben sorunu çözerim’ derken, ABD bu kararı tanımadı ve aynı tarihte Irak’ı işgal etti. Bu tarih yeni dünya düzeninin başlangıcı olacaktı. Bu işgal AB’yi ve BM’yi parçalarken, dünyada da yeni müttefikleri oluşturdu;
a) ABD ve
İngiltere’nin başını çektiği, Irak işgaline katılan grup
b) Almanya
ve Fransa’nın başını çektiği, Irak işgaline katılmayan grup
c) ŞİÖ
(Şangay İşbirliği örgütü)
Fas, Tunus, Cezayir ve Libya’dan sonra Irak işgali ile ‘Arap Baharı’ adım adım ilerlerken, diğer yandan Batıda Kuran'lar yakılıyor, Hz. Muhammed’in karikatürleri yapılarak alay ediliyor ve ‘’Büyük Asya Projesi’’nin patronları, arka arkaya şu açıklamaları yapıyordu.
Fas, Tunus, Cezayir ve Libya’dan sonra Irak işgali ile ‘Arap Baharı’ adım adım ilerlerken, diğer yandan Batıda Kuran'lar yakılıyor, Hz. Muhammed’in karikatürleri yapılarak alay ediliyor ve ‘’Büyük Asya Projesi’’nin patronları, arka arkaya şu açıklamaları yapıyordu.
‘’Tek
Dünya düzeni ister istemez kurulacaktır, tek sorun bu sonuca güzellikle mi,
yoksa zorla mı ulaşılacağıdır’’ –James Paul Werburg (bkz.http://www.millicozum.com/mc/kasim2004/deccalin-sovalyeleri).
‘’Tek bir
dünya devleti oluşturduğumuzda modern dünya daha mükemmel ve daha istikrarlı
olacaktır. Halkların kendilerini yönetme hakkı, artık dünya bankerleri ve
entellektüelleri olan elit otoritesi altına girecektir.’’ –David Rockofeller‘’(bkz.
http://blog.milliyet.com.tr/gizliorgutlerin-ortakhede.…/…/...
).
“ABD’nin
misyonu ulus devletleri gömmek, halklarını daha küçük birimlere bölerek
yaşatmaktır. Gelecek Amerika’nın mıdır? Yeni dünya düzeni Amerika İmparatorluğu
ve tüm insanların rakip olmadığı evrensel düzenin adıdır.’’ –R. Strausz Hupe(bkz.http://huseyinguzel.blogcu.com/emperyalizminamaci…/13788667).
Batı bu
gelişmeleri yaşarken Tayyip, ‘’bu bir medeniyetler buluşması, ben Ortadoğu’nun
eş başkanıyım’’ diyerek, yüz yıllık dostlukları bir kenara itip, Suriye işgali
için efendilerinin talimatını yerine getiriyordu. Fakat Suriye işgali başlamak
üzere iken kurbağa gözünü açtı.
Putin;
‘’bu bir haçlı seferidir, biz Çin’i yanlış tanımışız’’ diyerek Karadeniz’de
Çin, Kazakistan ve Rusya’dan oluşan üçlü tatbikatı başlattı. Bu tatbikat, üç
guruba bölünmüş dünyaya, ayrı ayrı mesajlar veriyordu (http://www.tarafsizhaber.com/.…/drmehmethakansaglambatil...).
Bu,
birinci gruba bir gövde gösterisi, ikinci gruba uyarı, grupların dışında kalan
ve stratejik önem taşıyan ülkelere de ‘’gözünüzü açın’’ mesajı idi. Söz konusu
tatbikat ile Suriye işgalinin yolunu kapayan ŞİÖ, bedelini Rusya üzerinden
Ukrayna ve Kırım ayaklanmaları ile ödüyordu. Bu saldırıları da ŞİÖ nezdinde
bertaraf eden Putin, Batı emperyalizmini bunalımdan bunalıma sürüklemeye
başladı. Bunalıma düşen emperyalizm, çareyi iç ayaklanma ve Sünni radikal İslam
örgütlerini, Alevi Esad’ın üzerine kışkırtmakta buldu. İç ayaklanmanın
temsilcisi olarak seçilen SUK ‘'Suriye Ulusal Koalisyon’’, eş başkan Tayyip
tarafından İstanbul Maltepe’de, ÖSO ise Antakya’da kuruldu. Destekçileri; PYD,
ElNusra ve el altından PKK İdi. Esad’a karşı bunlar yetersiz kalınca, 1500’e
yakın radikal örgütleri Suriye üzerine göndermek için Ortadoğu’da toparladılar.
Toparlanan ruh hastalarının finansmanlarını Suudi Arabistan, Katar, Ürdün ve
BAE üstlenirken, silahlarını da İsrail ve ABD tedarik ediyordu. Tarihte
benzerine rastlanmayan iğrenç saldırılara rağmen Esad devrilmedi.
Dünyada
yapılan 3.Devrimi (elektronik) de kaçıran Batı emperyalizmi, pazarı Çin’e
kaptırınca bölgesel kontrolü elinden kaçırmaya başladı. Boşluktan yararlanan
PKK güç kazanmaya, 1500’e yakın ruh hastaları kontrolden çıkmaya başlarken,
Esad direndikçe Tayyip kuduruyor, güvendiği efendilerinin elinden bir şey
gelmeyeceğini ve piyon olarak kullanıldığını anlayınca, bölgedeki ruh hastası
örgütlerden bir kısmını yanına alarak bir kısmına da el altından yardım ederek,
‘’RABİA’’ işaretini yapıyordu. Bu şu anlama geliyordu; ‘Gülen ile birlik olarak
beni kullandınız, ya ben ya Gülen’ kozunu masaya sürerek, Süleyman Şah rolüne
soyunmak... Yıllar önce planlanan ve bunun için Gülen okullarına ve Zaman
Gazetesi’ne para akıtılarak ‘ılımlı islam’ yatırımı yapan ABD, Tayyip’in blöfü
ile bunları çöpe atamazdı. Bu nedenle 17 – 25 Aralık operasyonu düzenlendi ve
ABD Gülen’i tercih etti. 10 yıllık ortaklık bir günde yok oldu. Efendiler ve
işbirlikçiler birbirine düştü.
Sonuç;
Doğu-Orta Doğu ve Afrika da yaşanan günümüz savaşları toprak
savaşları değil,sistem savaşlarıdır.Yazımızın 1. ve 2.bölümünde anlattığımız gibi,Tek Dünya din İmparatorluğu kurmak için yola çıkan Batı emperyalizmi ve bölge işbirlikçileri Orta Doğu da çakılıp kaldı.Geri dönme ve uzlaşma şansı olmayan emperyalizm yenilginin getirdiği sonuçlar itibarı ile büyük bir sarsıntı ve dağılma sürecindedirler.
Doğu-Orta Doğu ve Afrika da yaşanan günümüz savaşları toprak
savaşları değil,sistem savaşlarıdır.Yazımızın 1. ve 2.bölümünde anlattığımız gibi,Tek Dünya din İmparatorluğu kurmak için yola çıkan Batı emperyalizmi ve bölge işbirlikçileri Orta Doğu da çakılıp kaldı.Geri dönme ve uzlaşma şansı olmayan emperyalizm yenilginin getirdiği sonuçlar itibarı ile büyük bir sarsıntı ve dağılma sürecindedirler.
Büyük bir
dağılmayı önlemek için devreye giren Papa,önce AB ülkelerini toparlayarak
çatlak sesleri susturdu.
.http://www.sozcu.com.tr/…/ab-liderleri-roma-anlasmasinin-6…/
.http://www.sozcu.com.tr/…/ab-liderleri-roma-anlasmasinin-6…/
Arkasından
Trump,Suudi Arabistan'a gönderilerek;İngiliz ve İsrail tarafından denetim altıda
tutulan ''Arap Nato''sunu denetleyerek yeni süreç için her türlü garantinin
verileceğini iletti.http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-39973092
Suudi
Arabistan dan İsrail'e geçen Trump,Papa-Haham ittifakının geçerli
olduğunu,Suriye üzerinden gelecek her türlü saldırının güvenliğini alacaklarını
iletti.http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-39997996
İsrail'den
Vatikan'a geçerek Papa'ya rapor verdi. http://www.sozcu.com.tr/…/trump-ile-papa-vatikanda-bir-ara…/
Yukarıda
ki gezintiye; PYD,stratejik ortağımızdır diyerek ağır silahlar ile donatacağını
ekleyerek.Ve Lübnan Vekili VALİD SAHRYA'nın ''Orta Doğu Modern harita ile son
günlerini yaşıyor'' TRUMP ''Ona (Şi Ciping) güveniyorum. O iyi bir insan Kuzey
Kore sorununu çözün,O çözmezse biz çözeriz''
Tüm bu
gelişmeler gösteriyor ki;Batı emperyalizmi ve bölgesel işbirlikçileri
2.Sykes-Picot saldırısı için yeni strateji hazırlıklarını tamamlamak Üzere
Haçlı Ordularını toparlamıştır.(Kurtuluş savaşında bizi arkadan vuran
kimdi,Suudi Arabistan,Ürdün)
Bölgeden Rusya' yı söküp atmak için Alevi-Sunni çatışmasının kapısını aralayan ABD,Kürt kartı,Feto. ile Türkiye'nin safını belirlemesi gerektiğini AKP hükümetine dayatırken (Son nokta ABD'de nasıl kondu ? ) ÇiN'e de bu kavga senin kavgan değil diyerek SIO birliğini parçalamak istiyor.
Bölgeden Rusya' yı söküp atmak için Alevi-Sunni çatışmasının kapısını aralayan ABD,Kürt kartı,Feto. ile Türkiye'nin safını belirlemesi gerektiğini AKP hükümetine dayatırken (Son nokta ABD'de nasıl kondu ? ) ÇiN'e de bu kavga senin kavgan değil diyerek SIO birliğini parçalamak istiyor.
Bu
stratejileri, yapacağı şeyleri de gizlemeden bağıra bağıra söylüyor.
'‘Bize karşı çıkan devletleri komşuları ile birbirine düşürecek durumda olmalıyız. Ancak, eğer karşı çıkan devlet ve komşuları birlik olarak bize karşı çıkarlarsa, o zaman dünya savaşı çıkaracak güçte olmalıyız.''
Siyonist Protokol/7(http://www.google.com.tr/url...)
'‘Bize karşı çıkan devletleri komşuları ile birbirine düşürecek durumda olmalıyız. Ancak, eğer karşı çıkan devlet ve komşuları birlik olarak bize karşı çıkarlarsa, o zaman dünya savaşı çıkaracak güçte olmalıyız.''
Siyonist Protokol/7(http://www.google.com.tr/url...)
Sürecin
Türkiye'ye dayattığı “Benim partim, benim derneğim” demek değildir.Hayat ve
devrim “Tam Bağımsız Türkiye” diyen her siyasi yapıyı birleştirecek Kemalist
Birleşik Cephe' yi önümüze koymuştur.
Mustafa
Kemal; ‘'Bu Türkiye’ nin ihtiyaçlarından doğmuş, Türkiye’ye has bir sistemdir’
diyerek kurduğu Türkiye Cumhuriyeti' ni gençliğe emanet ederken şunları
söylüyordu:
'‘Bu sistemi koruyamazsanız, yüz kat daha güçlenerek gelecek ve elinizden alınacaktır’'
'‘Bu sistemi koruyamazsanız, yüz kat daha güçlenerek gelecek ve elinizden alınacaktır’'
İşte gün o
gündür. Ordularımız dağıtılmış, kalelerimiz cebir ve hile ile ele geçirilmiş,
iktidara sahip olanlar gaflet, delalet ve ihanet içindedirler.
Saflar NET !.
Ya İHANET Ya da CUMHURİYET !.
BAĞIMSIZ CUMHURİYET PARTİSİ
Kutlarım. KATILMAMAK SAFLIK OLUR...
YanıtlaSil