TAKDİM: KUR'AN IN BİZLERE İNDİRİLME AMACINI DOĞRU
ANLAMALIYIZ
Sayın Haluk Gümüştabak çok önemli bir konuya parmak
basmıştır. Kuran Türkçe olarak ve düşünülerek okunmalıdır. Niçin. Çünkü yüce
Yaratanın emirlerini, insan ancak kendi dili ile anlayabilir. Yazıda verilen örnekler
de çok güzel olmuş. Yüce Yaratan Kur'an'i kerimi Arap kavmine gönderdiği
için Arapça olarak göndermiştir. Allah indirdiği hükümleri, kanun ve
kuralları anlayabilmemiz ve üzerinde düşünebilmemiz için, gönderdiği tüm
kitapları, o toplumun dilinden indirmiştir.
Yazar diyor ki: ÖRNEĞİN İNCİL ARAMİCE DİLİNDE, TEVRAT İBRANİCE İNDİRİLMİŞTİR. Bugün bu kitaplara inanan toplumların hepsi, kitapları kendi dillerinden okumaktadırlar. Hiç kimse bilmediği dilden okumaya çalışmamakta ve inandıkları kitapta Allah'ın ne anlattığına, ne istediğine toplumlar önem vermektedir. Yani hiçbir ülke kendi dillerine çevrilmiş kutsal kitapları hakkında, bu orijinal dilinde değil, bu asıl İncil sayılmaz gibi düşünceyi akıllarından bile geçirmiyorlar. Peki, bizler nasıl düşünebiliyoruz, işte onu anlamak mümkün değil.
Yazar diyor ki: ÖRNEĞİN İNCİL ARAMİCE DİLİNDE, TEVRAT İBRANİCE İNDİRİLMİŞTİR. Bugün bu kitaplara inanan toplumların hepsi, kitapları kendi dillerinden okumaktadırlar. Hiç kimse bilmediği dilden okumaya çalışmamakta ve inandıkları kitapta Allah'ın ne anlattığına, ne istediğine toplumlar önem vermektedir. Yani hiçbir ülke kendi dillerine çevrilmiş kutsal kitapları hakkında, bu orijinal dilinde değil, bu asıl İncil sayılmaz gibi düşünceyi akıllarından bile geçirmiyorlar. Peki, bizler nasıl düşünebiliyoruz, işte onu anlamak mümkün değil.
Din araştırmacısı ve din konularında otorite olan Sayın
Güner Akça da Altaylı Yayınları arasından çıkardığı "Sıratı Müstakim"
adlı kitabında da aynı düşünceleri paylaşmıştır. Kitabın ön kapağına ise
" Türkler dinini kendi diliyle yaşamayan tek milletir" diye
yazmıştır.
Kur'an'ı Kerimi kendi diliyle okumayan, okurken düşünmeyen
Müslümanların Müslümanlık dinini tam olarak anladıkları ve yaşadıkları
söylenemez. SEVR dinimizi kendi dilimizle öğrenmemenin ve yaşamamanın
acı bir sonucu olduğu asla unutulmamalıdır. Çünkü " Bilim Çin'de
olsa bile gidip alan" ve " Beşikten mezara bilim okuyan"
bir milleti SEVR masasına götürecek kuvvet yeryüzünde yoktur.
Gönderen: M.Kemal Adal <adalkemal1@gmail.com>
Gönderen: M.Kemal Adal <adalkemal1@gmail.com>
KUR'AN IN BİZLERE İNDİRİLME AMACINI DOĞRU
ANLAMALIYIZ.
Biz Müslümanlar olarak acaba, Kur’an ı gereği gibi tanıyor
muyuz? Kur’an ın indirilme amacını biliyor muyuz, burası çok önemli. Eğer bunun
farkında değilsek, ondan gereği gibi faydalanmamızda mümkün olmayacaktır. Bir
okurum bana şöyle bir soru sormuş, aslında bu soru, bizlerin Kur’an
gerçeklerini anlamadığımızı ve bizlerin Kur’an dan gereği gibi
faydalanamadığımızı gösteriyor.
“Allah Kur'an ı düşüne düşüne okuyun diyor ama meali
düşüne düşüne okuyun demiyor, yanlış mı anlıyorum acaba.”
Bunu söyleyebiliyor ya da düşünebiliyorsak, bizler Kur’an ın
ne olduğunu bilmiyoruz ve indiriliş sebebini de anlamamışız demektir. Allah
Kur’an ı neden Arapça indirdiğini anlatırken, siz Arap bir toplumsunuz, onun
için Arap bir peygamber ve sizin dilinizden bir rehber Kur’an gönderdim diyor.
Açıklamasını da yaparken, böyle indirmemizin nedeni anlayasınız ve üzerinde
düşünmeniz içindir diyor. Konuyu Allah kullarının daha iyi anlayabilmesi
içinde, daha da net bir açıklama yaparak, eğer anladığınız dilden Kur’an ı
göndermemiş olsaydım, Arap bir topluma, başka dilde bir Kur’an mı gönderdin
diye itiraz ederdiniz diye de açıklama yapıyor. Bu bilgileri Kur’an dan öğrenen
bir Müslüman, sizce bana sorulan bu soruyu sorması normal mi? Yorum sizlerin.
Kur’an dendiğinde, aklımıza ne gelmelidir. Sanırım aklımıza
gelmesi gereken, bizlerin sorumlu olduğu Allah ın hükümleri, yerine getirmemiz
gereken kuralların açıklandığı, bir rehber kitap olduğu aklımıza gelir. Örneğin
şunu söyleyebilir miyiz; Bu emirleri Türkçe tebliğ alamayız, özellikle
Arapların tebliğ aldığı gibi Arapça tebliğ almalıyız, diyen var mı aramızda?
Eğer evet Arapça okumalı ve Arapça tebliğ almalıyız, yoksa Kur’an okumuş
sayılmayız, diyorsa bir Müslüman, bu kişi Kur’an ın evrenselliğine
inanmıyor, Kur’an ı Allah ın neden Arapça indirildiğini de bilmiyor demektir.
Buna inanan bir Müslüman ın, Kur’an gerçekleri ile buluşması da mümkün
olmayacaktır.
DEĞERLİ DİN KARDEŞLERİM, BİZLER KUR’AN I SEVAP KAZANMAK
İÇİN OKUMAMALIYIZ, YOLUMUZU ŞEYTANIN YOLUNDAN UZAKLAŞTIRIP, ALLAH IN DOĞRU
YOLUNA YÖNELMEK İÇİN OKUMALIYIZ. OKUYARAK DEĞİL, KUR’AN HÜKÜMLERİNİ YAŞAYARAK,
HAYATIMIZA GEÇİREREK SEVAP KAZANABİLİRİZ. KUR’AN BİZLER İÇİN REHBERDİR. BUNU
YAPABİLMEK İÇİNDE, ANLADIĞIMIZ DİLDEN OKUYUP, KUR’AN I HAYATIMIZA GEÇİRDİĞİMİZDE,
ALLAH IN İSTEDİĞİ BİR KUL OLACAĞIMIZI ARTIK FARK EDELİM.
Söyle düşünün lütfen, okulda öğretmen öğrencilerine, bu dili
bilmedikleri halde, Çince bir kitap dağıtıp, bu kitaba çalışın, sizleri bu
kitaptaki bilgilerden imtihan yapacağım 3 ay sonra demiş olsa, öğrencilerin
tavrı ne olurdu öğretmenlerine karşı? Elbette öğrenciler ciddiye almaz,
öğretmenlerinin şaka yaptıklarına inanır, güler geçerlerdi. Böyle bir durumda
öğrencilerin, hocalarına takınacağı kesin olan bu tavrı, lütfen bizlerde Kur’an
için söylenen aklın ve mantığın kabul etmediği bu düşüncelere karşı, aynı
mantıkla cevap verelim. Yoksa yanlış da ısrar eder, kendimizi kandırırız.
Bizlere öyle yanlış bilgiler öğretiyorlar ki, ARAPÇANIN
CENNET LİSANI OLDUĞU SÖYLENİYOR. Böyle yanlış bilgilere
inandığımız sürece, yanlış inançların peşi sıra gitmemiz kaçınılmaz olacaktır.
Allah indirdiği hükümleri, kanun ve kuralları anlayabilmemiz ve üzerinde
düşünebilmemiz için, gönderdiği tüm kitapları, o toplumun dilinden indirmiştir. ÖRNEĞİN İNCİL
ARAMİCE DİLİNDE, TEVRAT İBRANİCE İNDİRİLMİŞTİR. Bugün bu
kitaplara inanan toplumların hepsi, kitapları kendi dillerinden okumaktadırlar.
Hiç kimse bilmediği dilden okumaya çalışmamakta ve inandıkları kitapta Allah ın
ne anlattığına, ne istediğine toplumlar önem vermektedir. Yani hiçbir ülke
kendi dillerine çevrilmiş kutsal kitapları hakkında, bu orijinal dilinde değil,
bu asıl İncil sayılmaz gibi düşünceyi akıllarından bile geçirmiyorlar. Peki,
bizler nasıl düşünebiliyoruz, işte onu anlamak mümkün değil.
İlginçtir bizlerin tartıştığı bu konuyu, yüzlerce yıl önce Müslüman toplumlar, yaşadığı devirde sormuşlar, tartışmışlar ve açıkça peygamberimizden bile cevap almışlar. Yani kendi dili Arapça olmayan ülkeler, bizler Arapça bilmiyoruz, doğru telaffuz edemiyoruz ayetleri, onun için kendi dilimize çevirebilir miyiz, diye Allah ın Resulüne sorduklarında, elbette kendi dilinizden okuyabilirsiniz cevabını almışlardır. BU DURUMDA BİZLER NASIL OLURDA KUR’AN I ARAPÇA OLDUĞUNDA KUR’AN, TÜRKÇE YAZILDIĞINDA KUR’AN DEĞİL DERİZ.
İlginçtir bizlerin tartıştığı bu konuyu, yüzlerce yıl önce Müslüman toplumlar, yaşadığı devirde sormuşlar, tartışmışlar ve açıkça peygamberimizden bile cevap almışlar. Yani kendi dili Arapça olmayan ülkeler, bizler Arapça bilmiyoruz, doğru telaffuz edemiyoruz ayetleri, onun için kendi dilimize çevirebilir miyiz, diye Allah ın Resulüne sorduklarında, elbette kendi dilinizden okuyabilirsiniz cevabını almışlardır. BU DURUMDA BİZLER NASIL OLURDA KUR’AN I ARAPÇA OLDUĞUNDA KUR’AN, TÜRKÇE YAZILDIĞINDA KUR’AN DEĞİL DERİZ.
Kur’an Allah ın emirleri, hükümleri, yol gösteren
rehberidir. KUR’AN YAZILAN DİLİ DEĞİLDİR. KUR’AN MANADIR, ANLAMIDIR. Önce
bu gerçeğin bilincinde olalım ve o yaman aldatıcıların esiri olmayalım. Bakın
İmamı Azam Kur’an ın ne olduğunu nasıl anlatıyor. Ders alabilenlere nemutlu.
“İmamı Azam görüşünün Hanefi FUKAHASINCA ayrıntılanan
gerekçesi söyle özetlenir.
KURAN KÂĞITLARDA YAZILMIŞ VE BİZİM OKUDUĞUMUZ LAFIZLAR
DEĞİLDİR. ESAS KURAN O LAFIZLARIN TAŞIDIĞI MANADIR Kİ, bir kelam-i
nefsi ( ALLAH ın zati ile var olmaya devam eden söz ) olarak kalıptan kalıba
dökülür. O kalıplar sonradan yaratılmış ( Muhdes ) Varlıklardır. OYSAKİ ESAS
KURAN, MAHLÛK OLMAYAN BİR MANADIR. Hiç kuskusuz O,öncekilerin
Zübürlerinde de vardı buyrulması da bu gerçeği gösterir.
O HALDE ESASİ İTİBARİ İLE MANA OLAN KURAN I ARAPÇA LAFIZ
YERİNE, BAŞKA LAFIZLARDAKİ ÇEVİRİSİNDEN OKUMAK MÜMKÜNDÜR.”
Allah bizlere Kur’an ı düşüne düşüne okuyun diyorsa,
emrettiği hükümleri anlayarak, içimize sindirip ne anlama geldiğini
kavrayabilmemiz için düşünmemizi ister. Bu emri Araplar Arapça okuyacak ki
anlasın ve yerine getirsin, Türkler Türkçe okusun ki gereğini yapsın,
İngilizler İngilizce okuyacak ki, hayatlarına geçirsin. Bunu eğer hala
anlayamıyor da, KUR’AN
YALNIZ ARAPÇA OKUNDUĞUNDA KUR’AN DIR DİYORSAK, KENDİMİZİ ALDATMIŞ OLURUZ.
AYRICA KUR’AN İLE ARAMIZA YÜKSEK BİR DUVAR ÖREREK, KUR’AN GERÇEKLERİNDEN DE
UZAKLAŞIRIZ, ALLAH IN EMİRLERİNDEN HABERSİZ YAŞARIZ. Tabi o zaman
rivayetleri, hurafe ve batılı FIKIH inancını din zannederiz. ŞUNU NASIL
DÜŞÜNEMİYORUZ, EĞER BİZLER KUR’AN I ANLAMADAN ARAPÇA OKURSAK, ALLAH IN EMRİ
OLAN DÜŞÜNE DÜŞÜNE OKUYUN EMRİNİ, NASIL YERİNE GETİRECEĞİZ? YORUM SİZLERİN.
Bugün dilimize çevrilen hadisleri düşünün lütfen, hepsi
orijinali Arapçadır. Bu bilgilerin, sözlerin Türkçeye çevrilmesinden hiç
birimiz şikâyetçi değiliz. HİÇ BİRİMİZ HADİSLER HAKKINDA, KUR’AN A TAKINDIĞIMIZ
TAVIRDA OLDUĞU GİBİ, BUNLAR ORİJİNAL DEĞİL, GERÇEK HADİS SAYILMAZ, ÇÜNKÜ
HADİSLERİN ORİJİNALİ ARAPÇADIR, TÜRKÇEYE TAM OLARAK ÇEVRİLEMEZ demiyorsak,
lütfen çok değil biraz aklımızı başımıza toplayalım ve bizleri Allah ile
aldatanların artık tuzağına düşmeyelim. Haşa Allah tüm aleme, rehber olsun diye
gönderdiği Kur’an ı, başka dillere tam olarak çevrilemeyecek şekilde gönderip,
daha sonrada tüm kullarını asla Kur’an dan sorumlu tutmaz. Beşerin kitaplarına,
sözlerine dahi göstermediğimiz bu saygısızlığı, haksızlığı lütfen Allah ın
NURUNA, FURKANINA göstermeyelim.
Ne yazık ki toplum olarak, bu hatayı yapıyoruz. Bu yanlışa
inandığımız içindir ki, Kur’an ı anlamadan okuyor ve Allah ın uyarılarını ilk
elden alamıyoruz. ALLAH İLE ARAMIZA BİR BAŞKASINI SOKUP, KUR’AN I ONLARIN
DÜŞÜNCE VE ANLAYIŞLARINA GÖRE ANLADIĞIMIZ İÇİNDE, TOPLUM OLARAK NE YAZIK Kİ
ADATILIYORUZ VE KİŞİLERİN YANLIŞLARINI BİZLERDE YAPIYORUZ. Allah
elçisine bile, tebliğ etmek sana, hesap sormak bize düşer der Kur’an da. Çok
daha ilginci elçisine hitaben, yarattığım kulumla aramdan çekil diyerek, Allah
ile kulunun arasında hiç kimsenin olamayacağını bizlere anlatmıştır. Ders
alabile ne mutlu.Saygılarımla,
Haluk Gümüştabak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder