HOLLANDA’NIN GEÇMİŞİ SÖMÜRÜ VE KATLİAM
Türklere yönelik ırkçı ve faşist uygulamalarıyla insanlık
tarihine kara bir leke olarak geçecek olan Hollanda’nın geçmişi de katliamlarla
dolu... Sadece Endonezya ve Srebrenitsa’da en az 160 bin kişinin ölümünde
parmak izi var.
(REF: ŞERİFE GÜZEL)
Türk bakanlara ve gurbetçi Türklere yönelik ırkçı ve faşist
uygulamalarıyla insanlık tarihine kara bir leke olarak geçecek olan
Hollanda’nın geçmişi de katliamlarla dolu... Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı
Fatma Betül Sayan Kaya’yı Rotterdam’daki Türk Konsolosluğu’na girişine izin
vermeyen ve sınır dışı eden Hollanda’nın tarihi de soykırım ve katliamlarla
dolu. Bakan Kaya’ya destek için konsolusluğun önüne gelen Türk vatandaşlarına
atlarla, itlerle saldıran Hollanda polisi kanlı geçmişlerine benzer özellikler
taşıyor.
İşte Hollanda’nın katliamlarından bazıları.
İŞTE UYGARLIKLARI(!)
Hollanda tarafından yapılan insanlık suçları:
- SREBRENİTSA:1995’de Srebrenitsa’da 8 binden fazla Bosnalı
Müslüman, Sırp Ordusu tarafından öldürüldü. BM, Srebrenistsa’yı ‘güvenli bölge’
ilan edip bölgeyi Hollandalı askerlerin denetimine bırakmıştı. Ancak Hollanda,
5 gün boyunca devam eden katliamı önlemeye yönelik hiçbir girişimde bulunmadı.
Askerlerin gözü önünde gerçekleşen katliama seyirci kaldı. Hague bölge
mahkemesi Hollanda’nın katliamdan sorumluluğu olduğuna hükmetti.
- HOLOKOST:
2.Dünya Savaşı boyunca yaklaşık 102 bin Hollandalı Yahudi
öldürüldü. Bu Yahudilerin birçoğu, yerel Nazi taraftarlarınca Nazi
Subaylarına teslim edildi. Hollanda polisi, Yahudilerin Nazilere teslim
edilmesi ve kamplara taşınmasında aktif görev yaptı. Kamplara taşınan bu
Yahudilerin yüzde 90’ı yaşamlarını yitirdi. Hollanda bu sebeple Yahudilere 180
milyon dolar tazminat ödedi. Ancak konuyla ilgili özür dilemedi.
- RAWAGEDE KATLİAMI:
1945’te Hollanda, sömürü altındaki Endonezya’nın bağımsızlık
talebini katliamla karşılık verdi. Hollanda sömürge güçleri 1945- 1949 yılları
arasında kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere, yaklaşık 150 bin
Endonezyalı’yı katletti. Rawagede Katliamı, bu dönemin kıyımlarından sadece bir
tanesi. 1947’de Hollanda askerleri Endonezya’nın Jawa adasında bir günde 430
kişi katledildi. BM bu durumu 1948’de “kasti ve acımasız” diye niteledi.
- HOLLANDA BATI HİNDİSTAN ŞİRKETİ:
Sömürge dönemleri boyunca 550 bin kişiyi köleşeştirdi ve
köle ticareti yaptı. Bu kölelerin bir çoğu Hollanda sömürgelerinde bulunan
çiftliklerde ve aristokratların evlerinde çalıştırıldı. 2001’de Hollanda
Başbakanı Roger van Boxtel, kölelikten dolayı derin pişmanlık duyduğunu ifade
etti.
- ÇİNLİ KATLİAMI:
1740’da Hollandalı koloni askerleri, bugün Jakarta’da
bulunan Batavia sahil kentinde 10-12 gün içinde 10 binden fazla yerli Çinliyi
katletti.
- KIZILDERİLİ KATLİAMI:
Kuzey Amerika’daki ilk Hollanda kolonisi 1615’te Fort
Nassau’da kuruldu. Hollandalılar ilk başta daha karlı olan kürk ticareti ile
uğraştı. 1640’dan itibaren bölgede Hollandalı yerleşimcilerin sayısı arttıkça
yerli katliamı da artmaya başladı. Hollandalı yerleşimciler kendilerine
sığınmak isteyen yerleşimcileri katletti. 5-6 yaşındaki çocuklar anneleçrinin
kucaklarından alınarak parçalandı. Bazıları alevlere bazıları ise nehirlere
atıldı.
- KÖLE TİCARETİ:
Hollanda Doğu Hindistan Şirketi, Madagaskar, Endonezya,
Hindistan ve Sri Lankalı köleler çalıştırıldı. Bazı dönemlerde sömürgelerdeki
bir Hollandalı’ya yaklaşık 200 köle düştüğü görüldü.
İYİCE ZIVANADAN ÇIKTILAR
16 Nisan’da yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile
ilgili referandumda, Avrupa Birliği’nin önemli ülkelerinden Almanya açık açık
evet cephesini tehdit ediyor. Türkiye’ye karşı faşist uygulamaları devreye
sokan, ancak terör örgütü PKK’ya her türlü alanı açan Merkel, “Türk liderlerin
Nazi kıyaslaması son bulmalı” şeklinde konuştu. Merkel ayrıca, Almanya’da
yapılacak etkinliklerin yasaklanabileceği tehdidinde bulundu.
Alman SPD Genel Başkanı Martin Schulz da, Türk hükümet
üyelerinin Almanya’da referandum kampanyası düzenlemesine getirilen yasakları
desteklediğini ifade ederek “Diplomatik dokunulmazlığını parti politikası
yapmakta kullananlara Almanya’da yer yoktur” dedi. Alman Federal Meclisi Dış
İlişkiler Komisyonu Başkanı Norbert Röttgen ise, ARD’de katıldığı bir
televizyon programında Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesi durumunda AB ile
üyelik müzakerelerinin sona ereceği şantajında bulundu. Röttgen, Türklerin
referandum öncesi planlanan Anayasa reformunun şimdiki Cumhurbaşkanı’nın
çıkarına olduğunu ve aynı zamanda Türkiye’nin AB ile ilişkilerinin de
oylandığını bilmesi gerektiğini söyledi.
‘SİLAH SATMAYALIM’
Avrupa Halk Partisi Başkanı Manfred Weber ile Avrupa
Parlamentosu Yeşiller Grubu Başkanı Ska Keller de ‘Türkiye’deki muhalefetin
desteklenmesi gerektiğini’ belirtti. Keller, Erdoğan’a karşı en etkili cevabın
Türkiye’ye silah satışının durdurulması olacağını sözlerine ekledi.
SOYKIRIMCI ANLAYIŞINI TERKETMEDİ
Dış politika ve siyaset uzmanı Vahit Özdemir, Hollanda’da
yükselen İslamofobi’nin Rotterdam Belediye Başkanı üzerinden gizlenmeye
çalışıldığını söyledi. Özdemir, FETÖ ile işbirliği de ortaya çıkan devşirme
Belediye Başkanı’nın, yaranmacı tavırları da Hollanda’nın “İslamofobi”sini
gizleyemeyecektir” dedi. Vahit Özdemir, “Geçmişte; Güney Asya, Güney Afrika ve
Güney Amerika’da sömürgeleri bulunan ve bu zihniyeti hala devam ettirmek
isteyen Hollanda, baltayı taşa vurdu” dedi. Özdemir özetle şu değerlendirmede
bulundu:
GEÇMİŞİ KARANLIK
“Türkiye’ye demokrasi, insan hakları dersi vermeye kalkan
Hollanda’nın geçmişinde, kan ve göz yaşı vardır. Hollanda, eski sömürgesi
Endonezya’daki Müslümanların katlinde ve asimilasyonunda birinci derecede
sorumludur. Afrika ve Güney Amerika’daki sömürgelerinde acımacısızca soykırım
yapmıştır. Güney Afrika’da Kap’da ve Surinam’daki katliamlar hala
hafızalardadır. Aynı şekilde, 1979 yılında Lahey Büyükelçimiz Özdemir Benler’in
oğlu 25 yaşındaki Ahmet Benler’in Ermeni asıllı katilini serbest
bırakmıştır.
YAPTIRIM ŞART
“Hollanda’nın şımarıklığının temelinde sömürgelerinden elde
ettiği gelir yatmaktadır. Bu şımarıklıkla Türkiye’deki anayasa değişikliği
seçimlerine müdahale etmeye kalkmıştır. Almanya, Avusturya ile bir bütün olarak
oluşturdukları şer cephesi, yine de “hayır” çıkmasını sağlayamayacaktır.
Hollanda’nın Türk tarihinden habersiz olduğu anlaşılıyor. Eğer Türk tarihine
yeterince hakim olsalardı, hiçbir dönemde boyunduruk kabul etmeyen Türk
halkının bu tür yaklaşımlara pirim vermeyeceğini de bilirlerdi. Eğer bu
hasmane tutum devam ederse, Türkiye’deki Hollanda şirketlerinin faaliyetleri
gözden geçirilmelidir. Gerekli yaptırımlar vakit geçirilmeden uygulanmalıdır.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder