HEMEN TESLİM
OLMAYIN!..
Aytekin ERTUĞRUL
Anayasamız
gayet açıktır.
79. maddeyi yazıyorum.
Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır.
(Değişik: 31.5.2007 - 5678/2 md.) Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçimi tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.
Burada açıklanacak bir şey yok gerekli bölümü tekrar yazarsak: Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.
Bu maddeye göre seçimlerin dürüstlüğüne müdahale olduğu taktirde makam ve sıfat ayırımı olmaksızın bütün yolsuzluklara müdahale etme ve gerekli işlemleri yapma görevi YSK kurulunundur. Yüksek seçim kurulunun verdiği cevabın anlamı ise Cumhurbaşkanının seçimlerin tarafsızlığına ve dürüstlüğüne karşı girişimleri olursa ben karışamam demektir ki işte Anayasaya aykırı olan da budur.
(Değişik: 31.5.2007 - 5678/2 md.) Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçimi tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.
Burada açıklanacak bir şey yok gerekli bölümü tekrar yazarsak: Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikâyet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.
Bu maddeye göre seçimlerin dürüstlüğüne müdahale olduğu taktirde makam ve sıfat ayırımı olmaksızın bütün yolsuzluklara müdahale etme ve gerekli işlemleri yapma görevi YSK kurulunundur. Yüksek seçim kurulunun verdiği cevabın anlamı ise Cumhurbaşkanının seçimlerin tarafsızlığına ve dürüstlüğüne karşı girişimleri olursa ben karışamam demektir ki işte Anayasaya aykırı olan da budur.
*
Cemil Can
Tarafsız Cumhurbaşkanımız
R. Tayyip Erdoğan, Sakarya'daki toplu açılış töreninde konuştu. Yine başkanlık
sistemini savundu. TÜSİAD'a verdi veriştirdi. İstanbul Baro Başkanı Ümit
Kocasakal'a ağzına geleni söyledi. Ağrı'da PKK'nın askerlerimize saldırması
haberini bile o verdi...
“Yeni
Türkiye bizim kızıl elmamızdır(1) dedi..
Erdoğan,
seçildiği günden beri yürütmenin başı gibi davranıyor.7 Haziran seçimleri
için propaganda dönemini çoktan başlattı...
CHP ve MHP
milletvekilleri Cumhurbaşkanının AKP'den yana olan konuşmalarının engellenmesi
için Yüksek Seçim Kuruluna (YSK) başvurdular. YSK'nın “Cumhurbaşkanının
faaliyetlerini denetleme görevi bize verilmiş değildir” (2) şeklindeki
cevabı üzerine de havlu attılar...
Eşit
koşullarda yürümeyeceği kesinleşen ve adil olmayacağı daha baştan belli olan bu
seçimlere katılmak yenilgiyi peşinen kabul etmektir...
Anayasamızın
79. maddesinin 2 fıkrası, seçimlerin dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri
yapma ve yaptırma yetkisini Yüksek Seçim Kurulu'na vermiştir. (3) Kurula
“yapma” ve “yaptırma” fiilleri ile tanınmış olan yetkinin ne kadar geniş olduğu
tartışmasızdır. YSK'nın “Cumhurbaşkanını denetleme yetkisi bize verilmiş
değildir” şeklindeki yanıtı, kaçamaktır ve hukuk dışıdır.
Seçimin
düzen içerisinde yönetilmesini engelleyen Cumhurbaşkanı da olsa YSK'nın
alabileceği pek çok önlem vardır.
Meclisteki
muhalefet partilerinin bu nokta üzerinde durması gerekir; Erdoğan'ın
seçimlere şaibe düşürecek faaliyetlerinin televizyon, gazete ve diğer iletişim
araçları ile halka duyurulması pekala engellenebilir. Örneğin; muhtarlarla
sarayında yaptığı toplantının, Sakarya'da yaptığı toplu açılışın haberleştirilmesine
yasak getirilebilir...
YSK'ya bu
görev Anayasa ile verilmiş olup, “Cumhurbaşkanını denetleme” ile uzaktan
yakından ilgili değildir! Bu yönde kararlar alınmasını hiç kimse, halkın haber
alma özgürlüğünü engelleme veya sansür gibi değerlendiremez.
Böyle bir
karardan sonra Cumhurbaşkanı dilediği kadar açılış yapabilir, dilediği yerde
toplantılar tertip edebilir!?..
Meclisteki
muhalefet partilerinin bu nokta üzerinde durması gerekirken, teslim
bayrağını çekmeleri, iktidara talip olmadıklarını göstermektedir!..
Muhalefetin,
seçimleri boykot da dahil, her türlü eylemi göze alarak, YSK'ya
görevini yaptırması şarttır...
***
BİZİM ŞOFÖR
KARŞI FİRMANIN ADAMI
Ermeni soykırımını
savunan ve eşi Atatürk düşmanı olan Selina Özuzun Doğan'ın İstanbul 2.
Bölgeden birinci sıra kontenjan adayı olarak gösterilmesi, Aydınlık yazarı
Örsan K. Öymen'i de çileden çıkarttı.
Doğan, “Adaylığımın
soykırımın 100. yılına denk gelmesi simgeseldir” demişti...
Her durumda
Y-CHP'nin savunulacak bir yönünü ele alıp, iyimserliğini koruyan Öymen'in
analizi, Türkiye gerçekleriyle bağlaşmıyor:“SeçimlerdeCHP'ye oy vererek AKP
ile CHP arasındaki farkın kapanmasını sağlamak, seçimlerden sonra da, CHPyönetimini
değiştirmek” fikri, Y-CHP'de yaşama şansı bulamaz...
Çünkü, 2010 yılında 80 il
başkanının ortak önerisi ile genel başkanlığa getirilen Dersimli Kemal; ilk
bulduğu fırsatta 70 il başkanını görevden aldı. Çok vefalıdır yani.
Birlikte göreve başladığı 80 parti meclisi üyesinden60'ını ilk
kurultayda listesine koymadı. İlçe kongrelerine müdahale ederek, genel
başkanlığı için oy kullanan kurultay delegelerinin yüzde 80'inin aday
gösterilmesini itiraz ederek engelledi. Genel başkanlığa geldikten sonraki ilk
yerel seçimde; kendisini destekleyen belediye başkan ve belediye meclis
üyelerinin yüzde 60'ını da aday göstermeyerek eledi. Son olarak 70'den
fazla milletvekilini tasfiye etti... (4)
Dersimli, 4
yılda adım adım CHP örgütünü ele geçirdi!..
Büyük kurultay
delegelerini de kendine benzeyenlerden seçtirdi...
Büyük
kurultayda üç ayrı liste çıkartması, bu konulardada neler yapacağının
göstergesidir...
Bu
seçimlerde de başarısız olsa bile, onu delege hesabı ile düşürmek
olanaksızdır...
Cumhurbaşkanlığı
seçimlerindekiyenilgisinden sonra takındığı tutumu ise hiç akıldan
çıkartmamak gerekir. Yumruğunu kürsüye vurup, “Dersimli Kemal'im ben. Yerel
Yönetimler Özerklik Şartını mutlaka getireceğim”(5) şeklindeki sözlerinin
kurultayın toplanma amacı ile ne ilgisi vardı?
Belli ki,
Dersimli kendisini göreve getiren küresel güçlerin karşısında “yemin”
tazeliyordu...
“Anadolu'nun
Kemal”i, Cumhuriyet ilkelerine bağlılığından şüphe duyulmayan Alevileri de üç
parçaya bölerek iyice zayıflattı. HDP'nin barajı aşmasından memnun oluruz
şeklindeki tezleri ile şaşkına çevirdiği Avrupada'ki Alevi dernekleri ve Pir
Sultan Abdal Derneği bölücü parti HDP'yi destekleme kararı aldı...
Alevilerin 6
Ok'a bağlı olan önemli bir kesimi ise Vatan Partisi saflarına katıldı. Parti
binasında Aşure Günü'nü kutlamayı siyasi faaliyet sanan bir kısım yol
düşkünleri ise, Y-CHP içerisindedir ve ne yapacağını bilmez haldeler...
Dersimli
Kemal'in, Aleviliği siyaset malzemesi olarak kullanması, en çok dini siyasete
alet eden Sünni mezhep sımsarlarının hoşuna gitmiştir. Artık onların da önünde
hiçbir engel kalmamıştır...
Diledikleri
kadar mezhepçilik yapabilecekler; azgın bir şekilde din ve dince kutsal sayılan
değerleri sömüreceklerdir... Hepsinden önemlisi bugüne kadar yaptıklarının tümü
meşru hale gelecektir...
Dersimli,
“Bugün için Türkiye'de laiklik tehlikededir diyemem, böyle bir tehlike
görmüyoruz” (6), “Türbanı ve Kürt sorununu biz çözeriz” (7) diyerek,
iktidarın kuyruğunda siyaset yapmayı marifet sanmıştı. Dolayısıyla ülkenin bu hale
gelmesinden AKP iktidarları kadar sorumludur!..
Özetle
söylemek gerekirse; bizim otobüsün şoförü karşı firmaya çalışıyor. Onların
adamıdır. Ekibi de yabancıdır. Dolayısıyla bizi, gideceğimiz yere sağ salim
götürebileceğinden hiçbir zaman emin olamayız!.. Nitekim, bizden gözüken
kaptanımız, iktidar otobüsünün peşine takılmış “açılım” bilinmezine doğru hızla
yol alıyor!..
İlk mola
yerinde bu haini değiştirmek zorundaydık. Ama başaramadık!..
Direksiyon
yine ondadır...
O halde,
güvenilir başka firma ile yolumuza devam edeceğiz...
Cemil Can
e-kitap
indirme bağlantısı
DİPNOTLAR:
(1) Kızıl
Elma, Türk mitolojisinde Türkler ve de özellikle Oğuz Türkleri için üzerinde
düşünüldükçe uzaklaşan ancak uzaklaştığı oranda cazibesi artan ülküler veya
düşlerdir. Türk devletleri için bir hedefin ve amacın simgesidir.
(3) ANAYASA
E.
Seçimlerin genel yönetim ve denetimi
MADDE 79- Seçimler,
yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır.
(Değişik:
21/10/2007-5678/2 md.) Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen
içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma,
seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları,
şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük
Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını ve Cumhurbaşkanlığı seçimi
tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek
Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.
Yüksek Seçim
Kurulunun ve diğer seçim kurullarının görev ve yetkileri kanunla düzenlenir.
Yüksek Seçim
Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi
Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun
gizli oyu ile seçilir. Bu üyeler, salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir
başkan ve bir başkanvekili seçerler.
Yüksek Seçim
Kuruluna Yargıtay ve Danıştaydan seçilmiş üyeler arasından ad çekme ile ikişer
yedek üye ayrılır. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve Başkanvekili ad çekmeye
girmezler.
(Değişik:
21/10/2007-5678/2 md.) Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna
sunulması, Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi işlemlerinin genel
yönetim ve denetimi de milletvekili seçimlerinde uygulanan hükümlere göre olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder