ERMENİ SÜRGÜNÜ
ALMAN TAVSİYESİ
Kerem
Çalışkan (Prof. Dr. İlber Ortaylı ile röportaj)
Prof. Ortaylı
Ermenilerden özür kampanyasına karşı çıkarak “özür devletten devlete olur”
dedi. Ortaylı “Ermeni tehciri (sürgünü) olayını, Sarıkamış sonrası, cephe
gerisini temizlemek için ALMAN GENELKURMAYI’NIN TAVSİYE ETTİĞİNİ” söyledi.
Tarihçi Prof. İlber
Ortaylı, bir grup yazar ve akademisyenin Ermenilerden özür dileme girişimi
konusunda “Böyle özür olmaz, özür devletten devlete olur” dedi. Halen müdürlük
görevini sürdürdüğü Topkapı Müzesi’nde sorularımızı yanıtlayan Ortaylı, Ermeni
sürgününü o sırada askeri gerekçelerle Alman Genelkurmayı’nın tavsiye ettiği
görüşünü vurguladı. Ortaylı 35 yıldır bu konu gündemde olmasına rağmen,
Türkiye’nin Ermenice bilen konusuna hâkim Ermeni uzmanı yetiştirmemesini de
“ağır bir ihmal” olarak niteledi.
Prof. Ortaylı bu
konudaki sorularımızı şöyle yanıtladı:
-Sayın Ortaylı, bir
grubun Ermenilerden özür girişimi hakkında ne diyorsunuz?
Ortaylı- Özür devletten
devlete konuşulacak iştir. Bir takım adamların kendilerini milletin temsilcisi
yerine koymaları geçerliliği olan bir işlem değildir. Ermeni devleti ile
görüşülür bu işler. Diasporadaki bazı Ermenilerle, buradaki adamların
yaptıkları işler kimseyi ilgilendirmiyor. Ermenistan var ortada, bunu
onunla konuşacaksın. Ermenistan’la temas olursa öyle başlar bu işler. Devletler
tartışır böyle işleri. Ayağa düşecek konular değil bunlar. Ayağa düşerse ne olur?
Hiçbir netice alınmadığı gibi, insanlar birbirine düşman olurlar. Kutuplaşma da
artar.
-Peki bu özür işine
girişenlerin amacı nedir sizce?
Ortaylı- Onların
problemleri ayrı. O beni ilgilendirmiyor. ne istiyorlar bilmem. Onların hangi
tutku ile hareket ettiğini bilemem. Ama işte kalkıp da TANER AKÇAM’IN KİTABI
demesinler. Onu gerekçe göstermesinler. O kitabın BİLİMSEL BİR TARAFI YOK.
O KİTAP SAMİMİ BİR KİTAP DA DEĞİL. Hiçbir şekilde güvenilemez. Tez mez diye de
savunulamaz.
-Peki Ermeni
tarihçilerle bu konuda bir temas oldu mu?
Ortaylı-Benim katıldığım
herhangi bir şey olmadı. Ama bu konuda Ermenistan’la Türkiye’nin bilim
çevrelerinin, establishment’in yani, Oturup karşılıklı konuşmaları,
çalışmaları, tartışmaları lazım. Devamlı çalışmaları, görüşmeleri lazim.
Devlet var karşında.
Yani böyle özürdü, genosiddi gibi şeylerle olmaz.
Bir takım adamların
ortaya çıkması ile olmaz. Kim kimi tanıyor? Kim kimi temsil ediyor? Kimin adına
konuşuyor? Amerika’daki kim yani? Orada 50 tane Ermeni kuruluşu var. Hangisi ne
diyor?
-ERMENİ KONUSUNDA
‘GENOSİD’ TANIMI İÇİN NE DİYORSUNUZ?
Ortaylı- Genosid değil
tabii. Genosid devamlılık isteyen bir süreç. Osmanlı’da böyle bir şey yok.
Böyle bir kültür yok. Millet-i sadıka demiş Ermenilere. Yaşam biçimi iç içe.
Almanların yaptığı ile
bu iş aynı mı. Bu ALMANLARIN KENDİLERİNİ TEMİZE ÇIKARMAK İÇİN YAPTIKLARI BİR
ŞEY. Yani herkes böyle bir şey yapıyor. BİZDEN EVVEL TÜRKLER YAPMIŞTI,
diyebilmek için çıkarılan bir şey. Yarın kalkacak, Amerikalılar yaptı diyecek,
öbür gün kalkacak Ruslar yaptı Ukrayna’da diyecek. Bunu yayacak böyle. Bir sürü
kitap çıkmaya başladı. Stalin’in Yahudi katliamı diye. Bir anlamda yaymak
istiyorlar. ‘ENDÜSTRİ DEVLETİ İŞÇİ SINIFINI EZER’ gibi bir tez haline getirmek
istiyorlar. Universal bir şey haline getirmek istiyorlar.
-ALMANLARIN ERMENİ
TEHCİRİNDEKİ ROLÜ NE?
Ortaylı- Zaten o sırada
(1. Dünya Savaşı sırasında) GENELKURMAY BAŞKANIMIZ ALMANDI. Bizim Genelkurmay
Başkanımız. Bronsart Paşa (Bronsart von Schellendorf). Ama Alman
Genelkurmayının adamı tabii. Onlarla yazışıyor. Onlardan emir ve telkin alıyor.
Buraya da telkin ediyor. Ermeni tehciri konusu da onların telkin ve tavsiyesi.
Ruslar ilerlerken Ermeniler cepheyi geriden vuruyor. Onların Ermenileri
sürmekte gerekçesi cephe gerisini teminat altına almak.
-Bu konuda belge var mı?
Ortaylı- Almanların
askeri arşivlerinde bu konu mutlaka vardır. Ama ben ulaşamadım. Bonn’daki
araştırmalarım sırasında “Armenische Frage” (Ermeni sorunu) diye bir dosya
vardı kayıtlarda. Onu istedim. Gelmedi. ‘Yerinde değil’ dediler.
-Ermeni tehcirinin
Sarıkamışla bağlantısı var mı?
Ortaylı-Sarıkamış’ta
ordu yenildi. Orada birlikleri ricat ediyor. Ruslar ilerliyor. İlerledikçe
arkada Ermeniler var. Onlar yardım ediyor Rusların ilerlemesine. Almanların
tavsiyesi de cephe gerisinden Ermenileri temizlemek.
-Tehcire uğrayan
Ermenilerin sayısı konusunda görüşünüz nedir?
Ortaylı-Rakamlarla
ilgili bir çalışmam yok, olmadı. Ama 1.5 milyon olmadığı çok açık. Hiçbir
istatistik 1.5 milyon Ermeni göstermiyor o tarihlerde. Böyle bir rakam
yok.
-Siz bu konulari hiç
Ermeni tarihçilerle konuştunuz mu?
-Hayır konuşmadım. Tabii
Türkiye gerekeni yapmamış. 35 yıldır bu dava gündemde. Ermeni tetkikleri yok.
Ermenice bilen akademisyen yetiştirmiyor.
Yani böyle 10,15, 20
tane Ermenice bilen Ermeni uzmanın olur. Ermeni tarihini, edebiyatını kültürünü
araştırırlar, yazarlar. Bunların sözü ve tezi daha çok dinlenir.
Yoksa boş iştir böyle
herkesin eline kalemi alıp yazması.
Tabii şu da açık ki, bu
tezi candan savunan insanlar oluyor, bu işten para kazanmak isteyen insanlar
oluyor. Bu da var. Onun için bunun uzmanının yetiştirilmesi lazım. Aldırış
etmediler. Türkler için böyle uzman muzman çok önemli değil. Ne işe yaradığını
anlamıyorlar. Yani bu işi çok savunan birinin makalesine bakıyorsun, III.
Nikola diye başlıyor mesela. Anladın mı? Onun tezini dinlemez kimse. (Not:
III. Nikola yok!)
Dil bilecek. İz bilecek.
Ermeni kitlesine, kültürüne katkısı bulunacak. Öyledir bu iş yani. 35 yıldır
yetiştirememişiz işte.
Yine doğru dürüst kitap
Esat Bey’in kitabı (Esat Uras). Sonra Esat’tan falan arınarak Kamuran’ın kitabı
(Gürün). Onu da basmıyorlar. Başka da doğru dürüst bir kitap yok.
-Ermeni konusunun
arkasından tazminat ve toprak talebi de gelir mi?
Ortaylı- Gelir. Gün
gelir tazminat da talep eder. Şimdi etmeyeceğim diyor. Sonra eder. Yani
genosidi kabul ettirdikçe, onu da eder ilerde. Günün birinde yeri gelince!
-Bu Ermeni konusuna daha
geniş tarihi açıdan bakınca nasıl görüyorsunuz?
Ortaylı- 19.
yüzyılda milliyetçilik çıkıyor. Yunan ayaklanmasından sonra Ermeniler de
istiyor. Öyle bir hayal onlara da geliyor. Ha hepsi istiyor mu? Hayır.
Haşa. Ama o isteyen azınlık kuvvetleniyor, harekete geçiyor. Adam öldürüyor,
etnik temizlik yapıyor. Berlin Kongresi’ne( 1878) heyet yolluyor. Islahat
tedbirleri ile birlikte böyle kışkırtmalar, kavgalar başlıyor. Ermeniler o
bölgede Kürtlere, Çerkeslere karşı da çeşitli hareketlere girişiyorlar.
Nihayet 1914
yılında İstanbul’da Yeniköy Anlaşması yapılıyor. Büyük devletlerle Osmanlı
arasında. Ermeni ıslahatı için. Bir nevi muhtariyet demektir o. Doğudaki 6
vilayete mali, kültürel muhtariyet veriliyor. Ermenilerin ağırlıkta olduğu
yerler. Vali de Norveçli olacak. Tarafsız olacak diye öyle isteniyor. Harp
çıktı. Harp çıkmasa o sene gidiyordu bu iş.
Berlin Kongresi’nden
beri (1878) Makedonya muhtariyeti ile Ermeni muhtariyeti sürekli gündemdeydi.
-Bir de Hamidiye
alayları meselesi var
Ortaylı- Kürtler
Ermeniler o bölgede birbirlerini kesiyorlar. Hamidiye alayları bir nevi
meşruiyet. Kürtleri kontrol etmek için. Abdülhamit Ermenileri de kontrol
ediyor. Kürtleri kontrol etmek için de böyle bir mekanizma çıkarıyor. Hamidiye
alayları ile de katliam artmış değil. Ortalık düzene giriyor. Ortaya çıkan o
yani. Emir dinleyen bir alay ortaya çıkıyor. Yoksa başıboş tamamen.
Kürtler bir yerde intikam alıyor. Orada başladı ya Ermenistan’da etnik temizlik
Berlin Kongresi’nden sonra. Ermeni ayaklanmaları arttı. Kürtler
Ermenilerin taleplerine muhatap oluyorlar o yıllarda. Tabii reaksiyonları da
sert oluyor.
-Ermeni tehciri bu
tabloda nereye oturuyor?
Ortaylı- Bu imparatorluk
parçalanıyor. O parçalanmalar sırasında ayaklanmalar oluyor. Ayaklanmalara en
başta tahammül ediliyor. Zaten o sırada çok dış kontrol altındasın. Ama harbe
girdiğin zaman iş değişiyor. İşte orada Bronsart Paşa bile ‘Bunları sürün
buradan’ diye tavsiyede bulunuyor. Genelkurmayı Almanların. Yoksa her
cami çıkışı adam öldürüyor Ermeniler. Kavga çıkarıyorlar. Dolu Yıldız
arşivleri. Yani adam ayaklanma ve iç harp halinde artık. Ermenistan istiyor.
Bu davaya inanmayan Ermeniyi
de temizliyor kendisi. Bir de öyle bir şey de var. Dışardan gelen komitacı da
çok. Hınçaklar, Taşnaklar. Basıyor, bomba atıyor. Ama harp çıkınca işler
değişiyor. Ben sana gösteririm haline geliyor. Ermeni tehciri karşılıklı
kanlı, hazin olaylarla dolu. Buna karşı Ermeni sürgünü sırasında komşusunu,
Ermenileri çok koruyan da var. Saklayan var, koruyan var, evlenen var. Çok var
böyle.
Bugün artık Ermenistan
devleti var. Bu işler devletler arasında yürütülür, orada görüşülür
Aklı selimle
görüşülür. (Prof. Dr. İlber ORTAYLI & Kerem ÇALIŞKAN, 23.12.2008)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder