Prof. Dr. ATA ATUN
Raporun
içeriği genelde 1950 yılında yaşanan Kore Savaşı ve özellikle de 26 Kasım günü
başlayan ve 3 gün sonra 28 Kasım 1950’de biten Kunuri Muharabesi’ydi. Rapor
sadece Türk Tugayı hakkında yazılmıştı ve Türk Tugayı ile Türk askerinin niye
tüm olumsuzluklara rağmen başarılı olduklarının müthiş bir analiziydi. Raporu
yazan da Amerikalı bir General, ABD’nin ünlü West Point Harp Akademisi hocalarından
birisiydi.
Türk
Tugayı’nın bölgeyi bilmemesi, iklime alışık olmaması, silah-cephane-telsiz
iletişim, araç gereç imkansızlıklarına rağmen olağanüstü başarılı olmasını dile
getiren aşağıdaki açıklamaların hepsi Türk Silahlı kuvvetlerinin savaşma
gücünü, askeri disiplinini, cesaretini açıklarken, raporun içinde yer alan,
içeriği nedeni ile gözden kaçması çok kolay olan bir başka bölüm ise benim çok
dikkatimi çekmişti.
Türk
askerlerinin savaşma gücünü, askeri disiplinini ve cesaretini en iyi dile
getiren, savaşın başından sonuna kadar onlarla birlikte olan ve Türk
askerlerinin “Kamil” diye hitap ettiği, gerçekte asıl adı Sang Ki Paik (okunuşu Pek Sang Ki) olan Koreli çevirmenin
yazdığı kitap. Bu kitabın sonuç özetle “Türk
askeri olmasaydı bugün Güney Kore diye bir ülke olmayacaktı” mealinde.
Kunuri
zaferini İngiliz General Martin şöyle dile getirmiş “... Türkler
10’a karşı birle aslanlar gibi savaştılar. Türkler uzun süre bu şekilde
düşmanla çarpışırken ve ölürken İngiliz ve Amerikalılar geri çekiliyorlardı.
Mermisi kalmayan Türk askeri süngüyle yumrukla büyük bir zafer kazandı.”
Federal
Alman “Abent Post” gazetesinin manşetinde “Kore
muharebelerinin sürprizi Çinliler değil, Türkler oldular. Türklerin
muharebelerde gösterdiği kahramanlığı anlatacak bir kelime bulmak şu anda
mümkün değildir“ ifadeleri yer alırken, 8.nci Ordu Komutanı General
Walker’in açıklaması ise “2.nci Tümenle
beraber hareket eden Türk savaş birliği, gösterdiği kahramanca cesaretiyle dört
gün devam eden geciktirme muharebeleri sayesinde ordunun sarılmasına ve
parçalanmasına mani olmuştur” şeklinde olmuş. “Türk Tugayı olmasaydı 8.nci Ordu tamamen imha edilecekti” demek
istemiş General Walker.
Ben
zaten Mücahitlik hizmetimin ilk 3 ayındaki temel eğitimde, Türkiye’nin seçkin
subayları tarafından çok zorlu bir eğitimden geçirildiğim için yukarıda
yazılanları az çok hem biliyordum, hem de içimde hissediyordum. Benim söz
konusu raporda dikkatimi çeken, çok başka bir yer olan “Hastane ölüm kayıtları ve gözlem raporu”ydu.
Rapora
göre seferi hastaneye getirilen yaralı Amerikalı askerlerinin arasındaki ölüm
oranı, hastaneye getirilen yaralı Türk askerlerinin arasındaki ölüm oranının
neredeyse yirmi katıydı. Sonuç benim için çok ilginçti. Hastane personelinin,
ilaç ve makine teçhizatının neredeyse tümü ABD menşeli olmasına rağmen ABD’li
askerler arasındaki ölüm oranının çok yüksek, buna karşın Türk askerleri
arasındaki ölüm oranının çok düşük olması belli ki, raporu yazan Generalin de
ilgisini çekmiş olmalı ki, çok ciddi bir araştırma yaptırmış.
İşte
benim için asıl önemli olan bu araştırmanın sonuçlarını okumam oldu. Sonuçlar
diyordu ki;
1-
Türkler arasında rütbeye saygı en üst düzeyde. Komutan ölünce
yerine yardımcısı veya bir alt rütbedeki subay geçiyor. Tüm subay ve
astsubaylar ölse bile, komutan en kıdemli er oluyor ve birlik asla komutansız
kalmıyor.
2-
Hastanede yatan veya tedavi gören yaralı Türk askerleri, yeni
bir hasta veya yaralı Türk askeri gelince hemen onu kucaklıyorlar ve
bağırlarına basıp, yaşaması için elden geleni yapıyorlar. Aralarındaki ast-üst
hiyerarşisi hemen rütbeye veya kıdeme göre oluşturuluyor ve fire vermeden toplu
yaşam mücadelesi hemen başlıyor.
3-
Amerikalı askerlerde ise bu uygulama yok. Yaralı asker, Türklerin
yaptığı gibi sahiplenilmiyor ve kaderine terk ediliyor. Hasta veya yaralı
bakıcıların yaşatabildiği kadar yaşıyor. Bu nedenle de ölüm oranı çok yüksek.
İşte
içinde bulunduğumuz bu kritik günlerde, yazımın ilk bölümünde tanımlamaya
çalıştığım paramparça durumdan ancak birlik beraberlik ve birbirimize
duyacağımız saygı ile kurtulabileceğimizdir. 66 yıllık bu rapor hala benim için
gerçekleri yansıtmakta. Aksi takdirde Amerikalı yaralı askerlerin akıbetine bir
bir biz de uğrayacağız…
Ata
ATUN
e-mail: ata.atun@atun.com veya ata.atun@gmail.com
http://www.ataatun.org - Facebook: Ata Atun - http://www.twitter.com/ataatun // 11.07.2016
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder