19 Temmuz 2016 Salı

ESAS DARBE TSK'YA YAPILDI. BUGÜN, "TSK" AKAMETE UĞRATILMIŞ, ÇÖKERTİLMİŞ VE NEREDEYSE YOK EDİLMİŞTİR‏ -Türker Ertürk

ESAS DARBE TSK'YA YAPILDI
BUGÜN TSK NEREDEYSE YOK EDİLMİŞTİR‏..
Türker Ertürk
Eski Deniz Harp Okulu Komutanı emekli Tuğamiral Türker Ertürk, 15 Temmuz'da gerçekleştirilen darbe girişimi başarıya ulaşmasa da darbe girişimiyle ‘TSK'nın devre dışı bırakılması' hedefine ulaşıldığını söyledi.
Ertürk, Sputnik'e yaptığı açıklamada "TSK'ya karşı ilk darbe Ergenekon ve Balyoz'la yapıldı. O da Cemaat'e taşere edilmişti, ama o zaman AKP iktidarları Cemaat'in suç ortağıydı. Şimdi TSK'ya karşı yine projenin realizasyonu açısından ikinci darbe vuruldu. Böylelikle bu bölgenin yeniden yapılandırılmasına engel olmaya çalışan TSK'yı itibarsızlaştırmak ve devre dışı bırakmak istiyorlardı. Bugün TSK gerçekten devre dışıdır, TSK üç aşağı beş yukarı yok edilmiştir" dedi.
‘DARBENİN BAŞARILI OLAMAMASINI SAĞLAYAN ESASEN YİNE TSK'
Ertürk, darbe girişiminin başarısızlığa uğramasını sağlayan esas nedenin, TSK'nın darbe karşıtı tutumu olduğunu da vurgulayarak "Darbe niye başarılı olamadı biliyor musunuz; darbenin başarılı olamamasını sağlayan esasen yine TSK. TSK, bu Cemaat yapılanmasının yaptığı darbe girişimine katılmayarak darbeyi engelledi. Yoksa yollara çıkan insanlar nedeniyle değil" diye konuştu.
Türkiye, 15 Temmuz gecesi yaşanan darbe girişiminin ardından bunun neden ve sonuçlarını tartışıyor. Daha önce bazı basın yayın organlarında Fethullah Gülen cemaatinin orduda da ciddi bir yapılanma içinde olduğu ve bir darbeye kalkışabilecekleri yazılsa da yaşanan darbe girişimine özellikle general/amiral düzeyinde katılım kamuoyunda şaşkınlık yarattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet ilk andan itibaren Fethullah Gülen cemaatine bağlı subayların darbe girişimini tertiplediğini belirtirken Fethullah Gülen, Guardian gazetesine verdiği demeçte darbenin girişiminin arkasında yer aldığını reddetti, bu girişimin hükümet tarafından tertiplenmiş olabileceği iddiasında da bulundu.
‘TAMAMEN BİR CEMAAT DARBESİ'
Emekli Tuğamiral Ertürk, darbe girişiminin tamamıyla Gülen Cemaati'ne bağlı subaylar tarafından gerçekleştirdiğini belirtiyor. Ertürk, "Olayın görünen yüzüyle bu, tamamen Cemaat darbesi. İçlerinde bir tane Atatürkçü, cemaatçi olmayan biri yok, öncelikle bunu söyleyeyim" dedi.
‘TASFİYE ENDİŞESİYLE PENNSYLVANIA'DAN DÜĞMEYE BASILDI'
Darbe girişiminin 15 Temmuz'da yapılmasını, İzmir'de başlatılan TSK'ya yönelik Cemaat operasyonunda içlerinde general ve amirallerin de bulunduğu subaylar hakkında tutuklama kararı çıkması ve Ağustos başında düzenlenecek Yüksek Askeri Şura'da (YAŞ) yapılacak tasfiyenin tetiklediğini kaydeden Ertürk, "YAŞ'ta bunların epeyce bir bölümü tasfiye edilecekti. Hepsi demiyorum, hepsi denemez, çünkü bunların çoğu kripto. Kripto insanları deşifre edebilmek kendileri istemedikçe kolay kolay mümkün olamazdı. Burada operasyon yapılacağı endişesiyle sanırım Pennsylvania'dan düğmeye basıldı" diye konuştu.
‘BU İŞİN İÇİNDE CIA DE VAR'
Ertürk, darbe girişiminin içinde ABD'nin istihbarat teşkilatı CIA'in de olduğu görüşünde. "Bana sorarsanız bu işin içinde CIA de var. Çünkü esas darbe Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) yapıldı. Bakın, bugün pazartesi, olay cuma günü oldu, ben diyorum ki darbe hedeflerine ulaşmıştır, yani darbe başarılıdır. Cemaat açısından başarılı değildir, ama arkasındaki bu olayı taşere eden CIA açısından başarılıdır, çünkü TSK'yı devre dışı bırakmak, itibarsızlaştırmak istiyorlardı" dedi.
‘BÖLGEDEKİ HEGEMONYAYA DİRENEN TSK'YA DARBE VURMAK İSTİYORLARDI'
TSK'nın neden devre dışı bırakılmak istendiği konusunda ise Ertürk, şöyle konuştu: "Çünkü halen süren terörle mücadeleyi sekteye uğratabilmek için, Türkiye'nin özellikle Rusya ile ilişkileri düzelttikten sonra Suriye'nin kuzeyinde tesis edilmeye çalışılan Kürt koridorunu engelleyeceği korkusuyla TSK'ya darbe vurmak istiyorlardı. Bu işin arkasında Büyük Ortadoğu Projesi var. Büyük Ortadoğu Projesi'nin içinde Türkiye'nin, Rusya'nın, İran'ın, Irak'ın, Suriye'nin de bulunduğu bölgede proje realize edilirken bu bölgede hegemonyaya direnen güç istenmiyor. Bu bölgede siyasi yapılar, etnik, dinsel ve mezhepsel olarak polarize edilmeye çalışılıyor. Bunu nereden biliyoruz; ABD'nin en yetkili ağızları zaten bunları söylüyor. Ne yaparsanız yapınız TSK'yı alaşağı etmezseniz bu projenin Türkiye'ye yönelik ayağını realize edemezsiniz."
‘BUGÜN TSK GERÇEKTEN DEVRE DIŞIDIR'
TSK'ya karşı ilk darbenin Ergenekon ve Balyoz davalarıyla yapıldığını söyleyen Ertürk, "O da Cemaat'e taşere edilmişti, ama o zaman AKP iktidarları Cemaat'in suç ortağıydı. Şimdi TSK'ya karşı yine projenin realizasyonu açısından ikinci darbe vuruldu. Böylelikle bu bölgenin yeniden yapılandırılmasına engel olmaya çalışan TSK'yı itibarsızlaştırmak ve devre dışı bırakmak istiyorlardı. Bugün TSK gerçekten devre dışıdır, TSK üç aşağı beş yukarı yok edilmiştir. Peki, terörle mücadeleyi, yurt savunmasını, özellikle Suriye'de tesis edilmeye çalışılan emperyal projeyi nasıl engelleyeceksiniz? İşte bunun için bu darbe yapıldı ve bana sorarsanız darbe girişimi hedeflerine ulaşmıştır" diye konuştu.
‘CEMAATİN BÜTÜN KRİPTO ELEMANLARI AÇIĞA ÇIKTI'
Darbe girişiminin başarısızlığa uğramasıyla Gülen Cemaati'nin büyük bir darbe yediğini, ordudaki bütün ‘kripto' elemanlarının açığa çıktığını kaydeden Ertürk, "Çünkü darbe sonrası öyle planlar hazırladılar ki kendi adamlarına o planlarda görev yaptırdılar ki bütün kriptolar açığa çıktı. Hâlbuki bu işi oluruna bıraksalardı, yargıya bıraksalardı, Ağustos başında yapılacak olan YAŞ'a bıraksalardı evet, Cemaat darbe yerdi, bir bölümü budanırdı ama hepsi budanamazdı. Çünkü bunlar kripto. Şunu da söyleyeyim; bu darbe işini şimdi yapmasalardı, 6-7 yıl sonra yapsalardı başarılı olurlardı" dedi.
‘KRİPTOYU YAKALAMAK ÇOK ZOR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın yaverlerinin de darbe girişiminde yer alması da kamuoyunda büyük şaşkınlık yaratırken bu seviyelerdeki subayların hangi yapılanma içinde olduğunun nasıl tespit edilemediği sorusu da kamuoyunun gündemine geldi.
Gülen Cemaati'nin ordudaki elemanlarının büyük bir bölümünün kendilerini tamamen gizlediklerini, bunları yakalamanın çok zor olduğunu dile getiren Ertürk, "Bu iş kripto işi. Kriptoyu yakalayamazsınız. Yaptığımız işte en yakın adamınız kripto ise, başka yerlere çalışıyorsa ve bu işin profesyoneli ise bunu gerçekten büyük hata yapmadıkça yakalamazsınız. Bir de bu dünün işi değil ki. 1970'li yılların başından itibaren 35-40 yıldır devletin kılcallarında, poliste, adliyede, askeriyede ilerliyorlar" dedi.
Darbe girişiminde, daha önce kendi emrinde çalışan subayların da yer aldığını gördüğünü, anlatan Ertürk bazı isimleri gördüğünde "Bu da mı bunların içindeydi" diye şaşkınlık yaşadığını anlattı.
‘DARBEYİ ESAS ENGELLEYEN TSK'NIN TUTUMU'
Darbe girişiminin başarılı olmamasının, TSK'nın tutumu sayesinde mümkün olduğunu da vurgulayan Ertürk, "Bakınız darbe niye başarılı olamadı biliyor musunuz; darbenin başarılı olamamasını sağlayan esasen yine TSK. TSK, bu Cemaat yapılanmasının yaptığı darbe girişimine katılmayarak darbeyi engelledi. Yoksa yollara çıkan insanlar nedeniyle değil" dedi.
‘DARBE GİRİŞİMİ TSK İTİBARSIZLAŞSIN İSTİYORDU, HEDEFİNE ULAŞTI'
Darbe girişiminin darbe hâline gelmese de hedeflerine ulaştığını dile getiren Ertürk, şunları söyledi:
"Çünkü darbe girişiminin arkasında emperyalizm vardı. Yani emperyalizm bir darbe olsun, Tayyip Erdoğan yıkılsın istemiyor. Bir darbe girişimi olsun, TSK itibarsızlaşsın, devre dışı kalsın, Suriye'ye, Irak'a, Rusya'ya karşı projelere ve Türkiye'nin bölünme projelerine engel olabilecek imkân kabiliyetini kaybetsin istiyor. Onun için darbe başarılı olmamıştır ama darbe girişimi hedeflerine ulaşmıştır diyorum.
Eğer emperyalizm Tayyip Erdoğan'ı yıkarak bir başarılı darbe isteseydi niçin Cemaatçi yapıyı desteklesin ki? TSK'nın komutanlarını manipüle ederdi, emir komuta zinciri içinde yapılırdı ve yüzde yüz başarılı olurdu. Amaç Tayyip Erdoğan'ı yıkmak, Türkiye'de darbe yaptırmak değil. Amaç, başarılı olmasının mümkün olmadığı bir girişimi yaptırarak TSK'ya esas darbeyi vurmak, itibarsızlaştırmak ve devre dışı bırakmaktı, bu hedeflerine ulaştılar."
‘DENİZ KUVVETLERİNDEKİ 53 AMİRALDEN 19'U TEMİZ ÇIKTI'
Ertürk, darbe girişiminin ardından komuta kademesinde bir değişiklik beklemediğini ifade ederken "Çünkü o kadar çok nicelik açıdan kayıp var ki, bunları kısa zamanda ikâme etmek mümkün olmadığı için elde mevcut temizleri korumak ve kullanmak zorundasınız. Şöyle örnek vereyim, Deniz Kuvvetleri'nin 53 tane amirali var, bu operasyon sonrası anlaşıldı ki sadece 19'u temiz. Vahim durumu görüyor musunuz? Şimdi bu 19'u öyle de böyle de korumak zorundasınız. Bunları da tasfiye edemezsiniz, öyle bir lüksünüz yok" dedi.
‘HÜKÜMET, AKP YANLISI OLMAYAN TÜM SUBAYLARI TASFİYE EDEMEZ'
Ertürk, hükümetin cemaatçi subaylarla birlikte AK Parti yanlısı olmayan subayları da tasfiye etmek istediği yorumlarıyla ilgili olarak ise "Hükümetin içinden böyle bir şey geçebilir ama başarılması mümkün değil. Cemaat bir ideolojik yapılanma. Ama Tayyip Erdoğan'ın çevresinde bir ideolojik yapılanma yok, bir çıkarsal yapılanma var. TSK içinde Tayyip Erdoğan'ı çıkarları, ikbali için yakın duran biri olabilir. Bu ideolojik bir birliktelik değildir. Bugün durur yarın vazgeçer. Ama Cemaat aynı şey değil. Cemaat bir inanç, ideolojik birliktelik. Onun için ne yargıda ne TSK da ne de başka yerde hükümetin, Tayyip Erdoğan'ın ideolojik birlikteliği olan insanlar yok. Sadece güç varsa çıkarları varsa size yakın dururlar. Ama bu yakınlık aynı zamanda her an satılabilme yakınlığıdır. Yarın vazgeçebilir, çünkü arkada ilkeler ve değerler yoktur" diye konuştu.
‘ORDUNUN İTİBAR KAYBI GEÇİCİ'
Darbe girişimiyle TSK'nın itibarının zedelendiğini, ancak bu itibarın zamanla düzeleceğine inandığını belirten Ertürk, şöyle konuştu:
"Zaman ilerledikçe, bazı şeyler anlaşıldıkça, esasında darbeyi engelleyenin, görüldüğü gibi sokaklara çıkan halk değil darbeye iştirak etmeyen TSK'nın komuta kademesi olduğunu görünce, hatta darbeye iştirak eden askerlerin bile kandırılarak oraya getirildiğini öğrendikçe bu yavaş yavaş düzelecektir. Ama tabii ki eski güvenilirliğinde bir aşınma olacaktır, bunu inkâr etmek mümkün değil. Ama şu anda tepe noktasında olan bu itibarsızlık geçicidir. İş, TSK'nın liderliğini koruyan komutanların bu süreci süratle geçebilecek tedbirleri almalarıdır. Türkiye'nin yapması gereken Rusya, İran, Irak ve Suriye gibi komşularıyla iyi geçinmektir. Bunları yaparsa, bölgesinde bir güvenlik ortamı tesis ederse bu süreci daha çabuk geçer diye değerlendiriyorum." Sputnik News

SAYIN KARADAĞ'IN KAFASINDAKİ SORUYA KENDİMCE AÇIKLIK GETİRMEYE ÇALIŞAYIM.
Darbe girişiminde bulunan grup darbenin başarılı olacağına inandırılmışlardı. Ama bilmedikleri bir şey vardı. Darbeyi planlayanlardan bir kişinin ikili oynadığı ve tüm planları RTE'ye sızdırdığı gerçeği. Kimdi bu? Yeniçağ gazetesi yazarı Ahmet TAKAN'ın  yazısından bir bölümü bu soruya açıklık getirmesi açısından aşağıya aktarıyorum. 
Saygılarımla,
"Bu alçakça düzenlenen darbe girişimi hakkında "çok özel" başlığı altında televizyonlarda çok şey söyleniyor. Gazetelerde de bir hayli şey yazılıp çiziliyor. Bu özel ve kapı arkası bilgilerin aktarılması habercilik mesleği açısından da çok önemli ve değerli. Tam bu noktada yukarıda anlatmaya çalıştığım meramıma açıklık getirmesi açısından o dehşet gecesinde  Genelkurmay karargâhında en kritik katta neler olup bittiğine dair sizlere yazabileceğim kadarıyla çok özel bir pencere açacağım;
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın darbeciler tarafından enterne edildiği an... Akar'ı emir subayı ve özel kalem müdürü ile enterne ediyorlar. Yıllardır kendi mahiyetinde çalışan askerleri Akar'ın kafasına silah dayıyor. Kemerle boynunu sıkıyor. Neden?.. Akar'ın önüne, darbecilerin TRT ekranlarından yayınlanan darbe bildirisi konuyor. Akar'dan bunu okuması isteniyor. Fakat burada çok önemli bir ayrıntı var. Darbeciler, Akar bunu okurken televizyon kanallarında yayınlanması için görüntülü-sesli kayıt yapılacağını söylüyor. Akar direniyor vereddediyor. Bu arada kavga çıkıyor. Dışarıdan seslere koşanlara müdahale edilirken şehit düşenlerin olduğu söyleniyor. Bu arada Genelkurmay Başkanı'nın odasına girmeyen ve  karargâhta darbe operasyonunu sevk ve idare eden bir isim var. O kişi daha sonra, Genelkurmay Başkanı'nın Akıncı Üssü'ne götürüldüğü helikoptere  kendini kelepçelettirerek biniyor. Tezgâh, (beni de darbeciler derdest etti-aht-) Akar kurtarıldıktan sonra ortaya çıkarılıyor. Aynı helikopterde bulunan bir paşa kendisinin yardıma koşarken, Genelkurmay Başkanlığı Stratejik Dönüşüm Daire Başkanı Tümgeneral Mehmet Dişli'nin darbecilere emirler yağdırarak sevk ve idare yaptığını tek tek Akar'a anlatıyor. Genelkurmay Başkanı çok şaşırıyor. Tümgeneral Mehmet Dişli, R. Erdoğan'ın gözde yakınlarından AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli'nin öz kardeşi. AKP iktidarında terfi ettirildi. Başkanı olduğu dairenin adı; Proje Yönetim Daire Başkanlığı'ydı. Kendi önerisi kabul edildi ve dairenin adı "Stratejik Dönüşüm Daire Başkanlığı"oldu. Hulusi Akar, bu acı gerçeği de öğrendikten sonra, "Niye dairenin adını stratejik dönüşüm yaptırmış şimdi anlaşıldı. Neyi dönüştürmek istedikleri ortaya çıktı" diyor. Yapılan süratli incelemenin ardından AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli'nin kardeşi Tümgeneral Mehmet Dişli tutuklanarak göz altına alındı. Bu satırların kaleme alındığı dakikalara kadar bu çok önemli ayrıntı medya haberleri arasında yoktu!.
En  azından bu olay bile, çakma ABD senaryosu hakkındaki kuşkularımı kuvvetlendiriyor. ABD ve İngiliz medyasında yakın zamanda çıkan "Erdoğan darbe yaptıracak" yazı ve haberleri hiç hafızamdan çıkmadı. Tekrar tekrar sormak gerek; "kumpas" itiraflarının ardından bu komutanları AKP niye terfi ettirdi?.. Bu terfilerde gerçek sorumlular kimler? Bugün, vatana ihanet eden eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün geçen sene emekli edilmemesi ve YAŞ üyesi olarak görevine devam etmesi için siyasi iktidarın Genelkurmay'a yaptığı ağır baskıyı en iyi bilenlerdenim."
***
Görüldüğü gibi darbenin yapılacağı ve detayları RTE tarafından biliniyordu. Bu nedenle AKP teşkilatına hazırlıklı olmaları ve RTE çağrı yaptığında sokaklara fırlamaları talimatı verildiği anlaşılıyor. Bu arada kaç kişinin öleceği RTE'nin umurunda bile değildi. Öyle anlaşılıyor ki hükümet üyelerine ve AKP teşkilatına söylenmeyen tek şey darbe girişiminin zamanı ve detayları. 

Gönderen: Sezar Karadağ <sezos1944@gmail.com> adına ne_mutlu_turkum_dyene@googlegroups.com ne_mutlu_turkum_dyene@googlegroups.com Gönderildi: 19 Temmuz 2016 Salı 09:14 Kime: ne_mutlu_turkum_dyene@googlegroups.com Konu: Re: [ÖNCE VATAN] Uzun demeden izlemenizi öneririm...
***
Her şey cuk yerine oturuyor çok güzel de kafamdaki şu soruya cevap bulamıyorum.
Or-Kor-Tüm-Tuğ general/ Amiral rütbesine ulaşmış bu kişilerle beraber onlarca Albay, Kurmay subaylar topluca İntihar etmiş olmadılar mı? Bunca eğitim, görev, bilgi, görgü, tecrübe,tümü de manyak mı bu adamların? Canlı bomba olan insanlar bile intihar ederken bir amaç taşıyorlar, bunlar bile bile lades mi dediler, ne amaca hizmet ettiler? Kafamdaki bu sorulara halen cevap bulamadım, ah bir bulabilsem. Saygılar sunarım..
UNİTED-TURKS GRUP
ASIL HEDEF TÜRKİYE   
ERGÜN DİLER
Ortalık karışık. Gerçekten çok karışık... Bilgi kirliliği tavan yapmış durumda. Her kafadan bir ses çıkıyor. Kim ne diyor, anlamakta zorlanıyorum. Çok sevdiğim bir dostum koşuşturma arasında karşıma dikildi.
"Hatırlıyor musun, 2 hafta önce tehlikenin yaklaştığını söyledin..." dedi. Beni takip edenler bilir ki son yazılarımda sık sık "Bir olalım. Bütün olalım. Kimsenin bir yere gittiği, tehlikenin geçtiği yok. Herkes kapının hemen önünde..." diye yazdım...
Benim için hiç sürpriz değildi. Başka kaynaklardan da TEMMUZ'un sıkıntılı geçeceği söylenmişti. Tabii her şeyi yazamıyorsunuz.
Bazen sadece işaret vermek durumunda kalıyorsunuz.
Neyse konuya geçelim...
Olaya girelim.
Büyük kumpaslardan biri olan İzmir CASUSLUK DAVASI tersine döndü ve iki AMİRAL için zor günler başladı. Tümamiral Mustafa Zeki Uğurlu ve Tuğamiral Ali Suat Aktürk'e yakalama kararı çıktı. Bu bir MİLATTI.
Arkasının geleceği herkesin bildiği bir SIR 'dı. Düğmeye bu noktada basıldı.
Öncelikle şunu bilmemiz gerekiyor.
Paralel Yapı'nın ordunun içinde dal budak saldığı doğru. Ama bu darbe girişimi kesinlikle ve kesinlikle Paralel Yapı'nın tek başına kalkıştığı bir durum değil. Eğer olayı böyle görürsek büyük yanılgı içine düşeriz. Olan biteni anlamakta zorlanırız.
İsimlere girmeyi sevmediğimi bilirsiniz! Çünkü bu sistemde kişilerin hiçbir önemi yoktur. Gördünüz işte, Erdoğan'ın YAVERLERİ bile malum yapının üyesi çıktı.
Bilen biliyordu!
Devam edelim...
Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar birlikte çalıştığı ekibini seçiyor.
Özel kaleminden emir subayına kadar herkes malum yapının içinde...
Burada sorular başlıyor! Koskoca orduda güvenilecek insan nasıl bulunamıyor! Genelkurmay'daki trafik haliyle bu isimler tarafından gerekli yerlerle paylaşılıyor. Bu da SIR değil! Ama bir şey yapılmadığı da gerçek. Devlet malum yapıyla mücadele ediyor ama en tepelerin yanında bu isimler var.
Sizce garip değil mi!
İnanın isimlere girmek istemiyorum. Çünkü anlaşılması çok ama çok zor olaylar var! Ne hikmetse adam seçmeyi bilmiyoruz. Hem de hiç!
Dahası var!
Türkiye genelinde bunca birlik harekat için ayağa kalkmışken karargaha nasıl bilgi akmıyor?
Kim engelliyor? Emir subayı mı?
Özel kalem mi? Olabilir! Ama bunlar niye var ki! Neden bunlarla çalışılıyor!
Devam... Yer değiştiren bunca asker var! Soru soran yok! Ki kendi içindeki işleyişler anında karargaha düşer! Bilgi verilir.
Gelelim asıl meseleye...
Eğer ordu darbe yapacaksa önce PARAYI bulmak zorunda.
İstanbul sermayesi ve televizyonları DARBENİN KARŞISINDA durdu.
En azından öyle göründü. Gece yarısı da olsa kalkışma atlatılmış da olsa CNN'e bir grup asker girdi! Bu da garipti! İstanbul sermayesi DARBENİN içinde değildi. Olsaydı şimdi onlarca işadamı tutuklanırdı. Görmedik.
Ama para işini birilerinin çözmesi gerekiyordu! Kimdi bunlar?
Kaç kez yazdım, söyledim hatırlamıyorum. Türkiye içindeki her önemli olayın kaynağı DIŞARISIDIR!
Bazıları şimdi görmüştür sanırım...
Bu darbe davulla zurnayla geldi!
Brüksel'i basıp ortalığı kan gölüne çeviren CIA, aynısını gelip İstanbul Atatürk Havalimanı'nda yapmadı mı?
Nice'yi kamyonla cehenneme çeviren CIA, aynısını terör örgütü üzerinden Ankara'da ve Güneydoğu'da yapmadı mı!
Yaptı. Peki neden?
İşte önemli yer burası!
Biraz geri gidelim. Suriye'de uçağımız düşürüldü. Esad'ın haberi bile yoktu uçağın düştüğünden. Amaç bizi Suriye'ye çekmekti. Girseydik arkamızda kimse olmayacaktı. Büyük çöküş başlayacaktı. Altında kimin kalacağı belli olmayacaktı.
Aradan zaman geçti, bu kez ters operasyonla RUS UÇAĞI vuruldu.
Amaç yine aynıydı. Bölgeden ve dostlardan uzaklaştırılmak isteniyorduk.
Sınır ötesi bir harekatta özellikle İÇERİDEN vurulacaktık.
İkincisinde hesap tutar gibi oldu.
Ruslar sırtını döndü. Büyük planda Rusya 50-60 milyonluk butik güç olarak düşünülüyordu. Çin'in de Ortadoğu ve Afrika'dan uzak tutulması isteniyordu.
CIA ya da Pentagon bizim rejimimizle ilgilenmez. Kimin yönettiği umurlarında bile değildir. 
"DIŞ POLİTİKADA ONLARLA BİRLİKTE MİYİZ DEĞİL MİYİZ"e bakarlardı. Biz ayrıldık. Kendi haklı gerekçelerimizle ayrı düştük. Masada çözemedik. İkna olmadılar. Ankara da geri adım atmadı.
"Önce Türkiye" dedi.
En son Muhammed Ali'nin cenazesinde bunu birebir yaşadık.
Hiçbir AMERİKALI yetkili gelip Türkiye Cumhurbaşkanı'nı karşılamadı.
Sabah indiğimiz Amerika'dan akşam ayrılmak zorunda kaldık. İlişkiler kopmuştu. Onarmak da kolay değildi.
Tablo böyleydi! Ankara eski Ankara değildi, söylenileni yapmıyordu.
Amerika İSLAM'ı yücelten bir lider istemiyordu. SİSİ bunun için getirilmişti. CIA 'ya, yani oyunu kuranlara göre, SİYASAL İSLAM aynı zamanda terörün de kaynağıydı. Bu nedenle MİT TIR'ları durduruldu. Bu oyuna malzeme bulmak için kumpas kuruldu.
Daha önce DARBE SENARYOSU denilen ne varsa hepsini 15 TEMMUZ'da gördük. Uçaklardan helikopterlerden atılan bombalarla gördük! Şehit edilen insanlarla gördük!
Tankların saçtığı dehşetle gördük!
Paralel Yapı'ya girmiyorum. Çünkü oyunu kuranlara bir KÖTÜ ÇOCUK lazımdı! Şimdi bütün kötülüklerin anası bunlar. Ama gerçek böyle değil. Orduda sayıları fazla. Biliyorum. Zaten bilmeyen yok. Fakat DIŞARISI yani BÜYÜK DENGE izin vermeden hiçbir asker darbeye kalkamaz. 1960'ı, 1971'i, 1980'i kim yaptı! Dün de bugün de kullanacak adam bulurlardı.
AKILLI OLALIM...
İslam'ı yücelten bir Ankara istemeyen Amerika, NATO üzerinden hem Paralel Yapı'yı hem Erdoğan'ı tasfiye etmek istiyordu... Paralel CANLI BOMBA olarak kullanılıyordu.
Ordu da peş peşe gelen fırtınalarla eridi. Erozyona uğradı. Kimse gidip artık asker olmak istemiyordu. Bu noktaya geldik. Oysa Amerikalılar en güçlü ve vazgeçilmezimiz olarak Silahlı Kuvvetler'i görürdü. Ama son saldırıdan onlar da nasibini aldı. Hem Erdoğan hem de milletle yan yana getirdiği ORDU, kimse söylemese de, NATO'nun hedefiydi!
Umutsuz olmak istemem. Değilim de... Ama DIŞ POLİTİKADA bu adamlarla ortak bir yol bulamazsak saldırılar artacak. Bu işlere kalkışacak çok isim var. Liste verecek değilim.
Dünya üzerindeki yerimizi BAĞIMSIZ olarak belirlemeye kalktığımız anda gelirler... Geliyorlar da...
Erdoğan gibi bir liderle daha önce hiç çalışmadılar. Alışık değiller. Bir DENGENİN içinde olmakta büyük fayda var. Son olayda el uzattığımız DOSTLARIMIZIN yanımızda olmadığını da gördük. Olamazlardı da...
Hep böyleydi zaten! Hep yalnızdık.
Şimdi de öyleyiz. Bir MİLLET bir ERDOĞAN var!
Bir NATO operasyonuyla karşı karşıyayız... Belki de John Kerry'nin dediği gibi NATO'DAN ATACAKLAR!
Ankara, Amerika'nın özellikle KÜRT MESELESİNDE kurduğu oyunu istemedi! Haklı olarak sınırların değişmesinde rol almak istedi.
Ortadoğu'yu biz olmadan çözemiyorlar.
Bu nedenle önce bizi ÇÖZMEK istiyorlar...
Hiç olmadığı kadar kenetlenmeliyiz...
Meydanları boş bırakmamalıyız...
Unutmayın! Başka dostumuz yok.
*
NOT 1: Askeri Liseler ve Harp Okulları bile işin içindeyken, olan biteni KÜÇÜK BİR GRUBUN KALKIŞMASI olarak görmeyin! Benden söylemesi!
*
NOT 2: Eğer ikinci dalga gelecekse, orada rol alacaklar da belli! Nasıl birinci dalga bizi şaşırtmadıysa ikincisi de şaşırtamaz.
*
NOT 3: Fırsattan istifade içeride Avrupa'ya yakın güçler, tasfiye için düğmeye asılmış durumda. Bu, ikinci saldırıyı hızlandırmaktan başka işe yaramaz...http://www.takvim.com.tr/yazarlar/ergundiler/2016/07/19/asil-hedef-turkiye

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder