22 Haziran 2018 Cuma

ZAHİDE UÇAR: "Kaderini Oylayacaksın!!.." - HÜSNÜ MAHALLİ: - Bu İş Bitti!.. Bütün Vatandaşlar İçin 'Onurlu-Sorumlu ve Zorunlu Görev: "HAYDİ SANDIĞA"

KADERİNİ OYLAYACAKSIN!!

Partili Cumhurbaşkanlığı seçiminde millete “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin rejimi” oylatıldı. Bu haliyle kısmen değişen rejimin, 24 Haziran seçiminde kalıcı hale getirilmesi ya da parlamenter sisteme geri dönülmesi oylanacaktır. Tek adam (Baas rejimi)rejimi mi, kuvvetler ayrılığına dayalı Cumhuriyet rejimi mi?
Bazıları bu gerçeğe gözünü kapatmış, PKK’nın sivil uzantısı görünümlü HDP’ye destek çıkmakla suçlayıp, seçimde oy kullanmayacağını söylüyor. KOCAMAN BİR AFERİN SİZE(!)… Alkış… Alkış….
2002 yılında parti olarak seçime girecek oy oranına sahip olmadığı için bağımsız adaylarla seçime giren HDP(BDP VE diğer versiyonlarıyla…)’yi barajı geçirecek güce AKP politikalarının getirdiğini ne çabuk unuttunuz?
Muhalefet üzerinden AKP NASIL AKLANIR?
Şemdin Sakık’ın gizli tanıklığında PKK ile mücadele eden askerlerİ de muhalefet yargıladı. PKK’yı TANIK, ASKERİ SANIK yapan,  gazisini, Askerini onur intiharına sürükleyen de zaten muhalefetti...
Kozmik odayı CİA ELEMANLARINA TESLİM EDİP, CİA ve Yunan istihbaratına servis eden;
O servis edilen bilgiler nedeniyle, istihbarat ve terör örgütleri içinde görev yapan 800 vatan evladının öldürülmesine neden olan da muhalefetti..
911 km’lik Suriye sınırımıza PKK’nın yerleşmesine de muhalefet neden olmuştu…
Oslo’da, Dolmabahçe de PKK’ya diz çöken de zaten muhalefet idi değil mi?
CİA+MOSSAD+MI6 Yapımı İŞİD’e “öfkeli çocuklar” muhabbetiyle yaklaşıp, ülkemizde kanlı operasyon yapabilecek ortamı da zaten muhalefet sağlamıştı. Libya’dan Yemen’e teröristlerle iletişim kurup, bavulla para dağıtan da zaten iktidar olmayan muhalefetin Dışişleri Bakanıydı…
Ege’de 157 ada ve kayalığın Yunanistan’a muhalefet hibe etti…
Ege’yi Yunan Gölü haline getiren, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini verme noktasına taşıyan da bu muhalefet(!)…
AH MUHALEFET;
Kuvvetler ayrılığını YOK ETTİN… Yargıyı sopa haline getirdin… Hırsızlık, yolsuzluk, yalan, talanı kurumsallaştırdın… Üretimi bitirdin… Bu ülkenin yerli tohumunu bile yasakladın… Iğdır Ovasından Amik Ovasına kadar, GAP’dan ormanlarımıza, yer altı sularımıza kadar yabancılara sattın… Eğitimi tarikat okullarına teslim ettin… Her türlü sınavın sorusunu çaldın… Yolsuzlukların ortaya çıkmasın diye SAYIŞTAYI devre dışı bıraktın. Anayasa Mahkemesine atadığın hakim Twitter hesabından rakibine saydırdı. Atadığın İzmir Ağır Ceza Reisi senden yana oyunun rengini ilan etti…. Sen nasıl bir muhalefetsin ki, sit alanlarını talan ettin? Bütün ihaleleri yandaşa bedelinin onlarca kat fazlasına verdin? Ülkeyi borç batağına sürükledin. 4. Kuvvet denilen medyayı dönüştürüp sahibinin sesi haline getirdin?...  Taşeron sistemiyle madenciyi madene gömdün... Ölmeyerek suç işleyen madenci yakınını danışmanına dövdürttün… Yetmedi, tekme atarken ayağı acıdı diye rapor bile aldırdın… Şimdi de acıyan ayağının bedeli olarak vekil adayı yaptın… İhale manyağı yaptığın obez müteahhide Türk Milletinin anasına sövdürttün…  Sayende işçi ölümlerinde dünyada ikinci, AB’de birinciyiz… Çiftçiye ananı da al git, şehit annesine “o kadın” de… Çocuklarımızı bilerek ve isteyerek öldüren polise “destan yazdı” diye övgü düz… Üstüne bir de iki maaş ikramiye ver… Ne çok suç işledin sen öyle muhalefet?(!)
Daha bitmedi!!..
Kurtuluş savaşı yok dedin… Yunan galip gelseydi diyen İngiliz bağlantılı fesliyi saraylarda ağırladın. Baş tacı ettin… Verdiğin cesaretle bütün Cumhuriyet düşmanları cesaret bulup, ülkenin kurucusuna küfür etti. İftira etti… Anasına bile dil uzattı…. Sahi, Afyon Belediye Başkanınız Yunan adına şehitlik yapmaya bile kalkmıştı değil mi?(!) Misyonerliği serbest bırakıp Anadolu’yu kiliselerle donattınız… Sonra nedir bu sizin kadın düşmanlığınız?(!)… 16 senedir kadın cinayetleri sayenizde zirve yaptı?(!)… Çocuk tecavüzleri… Tecavüzcüleri; “bir kere olmuş” diye kayıran bakanınız… Üstelik kadın bir bakan….
Şimdi bazıları; “muhalefete oy yok” derken haksız mı şekerim(!)??
KENDİNİZE GELİN!!
Bugün HDP seçimin kaderini belirleyecek kilit parti konumuna geldiyse, bu durumun sorumlusu Güneydoğu’yu terörize eden AKP’dir. Diyarbakır meydanında PKK çaputları altında Öcalan’ın mektubunu muhalefet okumadı. Kürtlere; “Öcalan’ı sizin önderiniz olarak tanıyoruz” politikasını muhalefet dayatmadı. G. Doğu’ya PKK’nın istediği vali-kaymakam ve emniyet müdürlerini muhalefet atamadı.
AKP, besleyip büyüttüğü, seçimin kilit partisi haline getirdiği PKK’nın siyasal ayağını “büyük bir manevrayla” muhalefetin kucağına bıraktı. Çocuğunu geçici olarak komşuya bırakan anne gibi… Hiç merak etmeyin. 24 Haziran Kader seçiminden galip çıkarsa, çocuğunu geri alacaktır. Neden mi?
Reis İngiltere’ye gitti. Orada Chatham House ile görüştü. Peki yanında kimler gitti? Açılımın mimarlarından biri olan Efgan Ala… Sizce neden? İngiltere’de neyin pazarlığı yapıldı? Dokuz maddede(açılım ve Kıbrıs dahil) anlaşmayı varıldı deniyor. Sen muhalefetin bazı söylemini bahane et, oy kullanma şekerim…
Anlamadığın şu;
Sen bu seçimde partileri değil, Türkiye’nin rejimini oylayacaksın!!
Bu seçimin sonunda, senin beğenmediklerin kaybederse,
Bir çocuğa;
 “Artık başbakansın. İster as, ister kes. “diyen zihniyet, isteyince asacak, isteyince kesecek bir güce kavuşacak.
Terörist yaftasıyla mallarına el koyabilecek. Gideceğin yargı olmayacak.
Bakın, size bir AK Partilinin bana attığı mesajı yazayım: “Hani iki laf vardır. Birisi dün dündür(AKP’nin Fetö övgüsünü savunmak için yazmış)bugün bugündür. Ve harp hileden ibarettir.”
AKP ve seçmeni seçimi harp olarak görüyor. Böyle olunca da hile yapmayı hak sayıyor.
Harp düşmana karşı yapılır. Bu durumda AK SEÇMEN DÜŞMAN OLARAK KİMİ GÖRÜYOR? MUHALEFETİ!!! Ve seçim onun için senin anladığın anlamda bir anlam taşımıyor. O seçimi düşmana karşı yapılan bir savaş olarak görüyor.
Bu kadar tehlikeli bir anlayışın ülkeyi ele geçirme yarışında oy kullanmamak, Cumhuriyetin tasfiyesine el vermektir.
Cumhur İttifakı kazanırsa, ortada cumhur falan kalmayacaktır. Cumhur teba olurken, her şeyin sahibi olduğuna inanan Erdoğan ve ailesi, Erdoğan Devletini kurmuş olacaktır. Bu gerçeği asla unutmayın!!
SONUÇ OLARAK
Bu güne kadar hiçbir yazımda, hiç kimsenin yanlışını örtmedim. Hataların yandaşı olmadım. Olmam da. CHP ve İYİ Parti içine sokulan ve yabancı “sözde sivil kuruluşların” bazılarıyla(IRI, NED, TESEV gib) bağlantısı olan isimler var.  Bu isimleri kabullenmemiz mümkün değildir. Bu seçim normal bir seçim olsaydı, Ekmeleddin olayında tavrım ne olmuşsa aynısı olurdu. Oysa bu seçim bir parti seçimi değildir. O nedenle oyumu kullanacağım. Çünkü Muhalefet Parlamenter sisteme dönme sözü verdi. Dönmek zorundadır.  
Ve ben Millet İttifakındaki partilerden daha çok, ittifakın tabanına güveniyorum. Bu taban diridir. Derdi vatanıdır. Bu tabana rağmen tepedekiler istediğini yapamaz. Sizler de kendinize güvenin. Bu partiler tabanına Ergenekon gibi bir tezgahı yutturamaz. Barzani denilen çapulcuyu alkışlatamaz. Komşularına ABD adına düşman olmayı kabul ettiremez. Aya otoban yaptık deyip alkışlatamaz. Türk askerini Haçlı adına savaştırmaya kalkışamaz.
Şimdi evimizde yangın var. Önce bu yangını söndürmeye odaklanacağız. Millet ittifakı kazanırsa, rehavet asla yok. Tarımdan eğitime, yargıdan milli ekonomiye…. Beyin jimnastiği yapıp, taleplerimizi bu ülkenin vatandaşları olarak dayatacağız.
HAYDİ SANDIĞA….
Zahide UÇAR
***
Hüsnü MAHALLİ Bu iş bitti!
22 Haziran 2018
Ağustos 2014'te yapılan seçimde Er­doğan oyların %51.7'sini alarak birinci turda seçildi.
İhsanoğlu'nun adaylığını protesto eden CHP'lilerden 5 milyon vatandaş sandığa git­mediği için katılım %76 olarak gerçekleşti.
Haziran 2015'te yapılan parlamento seçim­lerinde AKP % 40.8 aldı. Katılım % 86.6
Kasım'da bu oran %49.5 oldu. Katılım % 85.2 Nisan 2017 referandumunda % 51.4 Evet çıktı. Katılım % 85.3 CHP hile yapıldığını ve aslında Hayır'cıların % 52 old­uğunu söyledi.
Gelelim bugüne.
Nisan referandumunda ve öncesinde cum­hurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'ı destekley­en MHP Kasım 2015'te %10.9 oy aldı.
Esas soru AKP ve Erdoğan şimdi yukarıda­ki oranların hangisine yakın?
Ya da biz hesap kitap yaparken hangi oranı baz alarak seçimin olası sonuçlarını tahmin edeceğiz.
Ağustos 2014 (51.7), Haziran 2015 (40.8), Kasım 2015 (49.5) ya da Nisan 2016 (51.4).
Bana göre MHP ve BBP desteğine rağmen AKP, Erdoğan ve Cumhur İttifakı olabilecek en kötü durumda.
Bu iş buzdolabı, fırın, bedava kek, börek, çay ve kahve ya da parklarda yuvarlan­makla olmaz.
Ama en önemli neden Muharrem İnce'nin performansı ve bunun sonu­cu olarak toplum nezdinde kazanılan inandırıcılık, güvenirlilik ve duygusal sempati.
Bir de CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun başardığı Millet İttifakı.
Seçmenler İnce'nin seçilmesi durumunda sosyal demokrat, milliyetçi, muhafazakar ve dindar üç partinin iktidar olacağını düşüneceği için çok kolay kararını alır ve birinci turda Mil­let İttifakı'na ikinci turda ise İnce'ye oy verir.
HDP'liler dahil.
Bu durumda;
CHP'nin oyu %25-26, HDP'nin %11-12 olduğuna göre her ikisinin toplamı yak­laşık %36-37.
İYİ Parti, AKP ve MHP'den ne kadar oy alabilir?
Bana göre en kötümser tahmin %12-13.
Meral Hanım çok başarılı.
Ya Saadet?
O da daha önceleri AKP'ye kaptırdığı % 3 civarındaki seçmen kitlesini geri alabilir.
Karamollaoğlu çok iyi çalışıyor.
Hepsinin toplamı %52-53 oluyor.
Peki ne olabilir?
Hilenin olmayacağını düşünerek seçim sonucunu belirleyecek üç faktör var:
1– Ortalama % 86 olan seçime katılma oranının yükselmesi.
2– Akşener ve Karamollaoğlu'nun kendi seçmenlerini olduğu gibi koruyarak ikinci turda İnce'ye tam destek vermeleri.
3– Muharrem İnce'nin daha önceleri Erdoğan ve AKP'ye oy vermiş katı ve sekter olmayan esnek seçmenleri ikna ederek oylarını alabilmesi.
Olası mı?
Bence kesin.
Bu durumda;
1- HDP'nin % 10'u geçmesi durumunda, ki kesin, Millet İttifakı TBMM'de çoğunluğu sağlar.
2- Yukarda özetlediğim koşulların sağlanması halinde Muharrem İnce ikinci turda kesin seçilir.
Ortalama % 54-55'le.
Mitinglerde görülen hava yanıltıcı değilse bu oran daha da aratabilir.
İşte o zaman sürpriz olur.
Ya da bizim gördüğümüz her şey halüsi­nasyondur ve Erdoğan yine %50+1'le kazanır.
Olur mu?
Olmaz.
Olursa başka şeyler olur.
Türkiye perişan olur.
Ülke karanlığa gömülür.
Onlarca korkunç senaryo yazılabilir.
Türkiye ve dolayısıyla Ortadoğu için.
Ne pahasına olursa olsun buna izin veremeyiz vermemeliyiz.
Nasıl mı?
En yoğun şekilde oy kullanıp sandıklara sahip çıkarak.
Dün de yazdım:
Aydınlık bir Türkiye ve Ortadoğu için.
Hiç de zor değil.
AKP birçok şeyi berbat etti ama bizim sağduyu, vicdan ve ülke sevgimiz her şeyi ve herkesi yenecek güçtedir.
Bu Cumhuriyet kolay kurulmadı.
Bu coğrafyanın insanları 100 yıldır acı çekiyor.
Ben ARTIK YETER diyorum.
Siz de derseniz gür çıkar sesimiz.
Aydın ve mutlu bir Türkiye için.
Suriye, Irak ve İran'la kardeşçe, dostça ve barış içinde yaşamak için.
Duygusal ve hamasi söylemlerden hiç hoşlanmam.
100 yılın seçimini yapıyoruz.
Ya biz CUMHRİYET diyeceğiz ya da diğerleri bu dosyayı kapatacak.
Sonrası mı?
YOK.
Yok olmamak için ‘kader' karşınıza Muhar­rem İnce'yi çıkardı.
Değerini bilin.
Ben çok ciddiyim.
Televizyonlardan hatırlayın beni.
Ben ne dersem çıkar ve olur.
İnce de olacak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder