Rıfat Serdaroğlu
HSYK Başkanvekili Hamsici, mahkemedeki savunmasında şunları
söylemişti;
“2011 yılındaki Yargıtay ve Danıştay seçimlerinde kimlerin
seçileceğini belirlemek için, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ve Adalet Bakanlığı
Müsteşarı Ahmet Karaman’ın EMRİYLE, Genel Sekreter Mehmet Kaya’nın evinde
toplandık. Evde FETÖ’cu diye bilinen Yüksek Yargıçlar da vardı.
Seçilecek kişilerin listesi FETÖ’cu Yargıçlar tarafından
bize verildi.
Ertesi gün yapılan seçimlerde 108 Yargıtay üyesinin 107’si,
Danıştay üyelerinin ise tamamı listedeki FETÖ’cular olarak seçildiler…”
Soru şu; Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Yüksek Yargıyı FETÖ’ne teslim
edecek böyle korkunç bir ihaneti, Başbakan’ına sormadan, talimat almadan
yapabilir mi?
Bakan Ergin, kendi kararıyla bu ihaneti yaptıysa neden hala
serbest gezer?
Türkiye’de Savcıların köküne kıran mı girdi, yoksa onun da
TOKİ Bakanı gibi “Ben ne yaptıysam Başbakan istediği için yaptım” demesinden ve
belge açıklamasından mı korkulur?
Gelelim YSK’daki
gizli FETÖ’cu iddialarına;
-Başkan Sadi Güven;
Sadi Güven, 19 Nisan 2005- 2013 yılları arasında Adalet
Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı olarak çalıştı. Daha sonra, Gazeteci Müyesser Yıldız’ın dediği gibi
“2010’dan sonra FETÖ’nün Yargıdaki örgütlenme karargâhı” denilen Türkiye Adalet
Akademisinde 10 Nisan 2009-27 Şubat 2014 arası görev yaptı! YSK teamüllerine
göre en kıdemli Yargıtay üyesi Başkan seçilirdi. Cemaat, kıdemsiz olan Sadi
Güven’i seçtirdi!
-Zeki Yiğit;
Önce Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdür Yardımcısı, sonra
da 2008-2011 yıllarında Bakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak çalıştı!
-Zeynep Nilgün Hacımahmutoğlu;
2010-2014 yıları arasında HSYK asil üyesi oldu. HSYK 1.
Dairesinde görev yaptı!
Eylül 2016’da YSK üyesi seçildi!
-Yunus Aykın;
15 Aralık 2014’te Danıştay üyeliğine seçildi. Öncesi
Başbakanlık Müşavirliği görevinde bulundu. Eylül 2016’da YSK üyesi seçildi!
-Kürşat Hamurcu;
Adalet Bakanlığı İşyurtları Kurumu Başkanlığı yaptı. Eylül
2016’da YSK üyeliğine seçildi. Eski Adalet Bakanı M. Ali Şahin’in hemşerisidir!
YSK’nın 3 üyesi Ocak 2013’te, diğer 4 üyesi ise Eylül
2016’da atandı.
Yani YSK’nın 9 (DOKUZ) üyesi Eylül 2016 da bizzat Erdoğan
tarafından seçilerek, elenerek, konuşularak, sakın haa denilerek
görevlendirilmişlerdir!
Soru şu;
Fethullah Gülen Terör Örgütü, AKP Hükümetlerinin Adalet
Bakanlarının desteğiyle Yüksek Yargıyı ele geçirirken, siyasi makam sayılan
(Müsteşar-Müsteşar Yardımcısı-Başbakan Müşaviri) görevlerinde bulunan bu
kişiler ne yaptılar? Bakan emrine uyup FETÖ’ne mi çalıştılar, yoksa Anayasa ve
Yasa dışı bu kadrolaşmaya karşı çıkıp itiraz mı ettiler?
Değerli Okurlar;
AKP 15 yıldır iktidarda, üstelik tek parti olarak!
Bu 15 yılda sizler, herhangi bir bürokratın, herhangi bir
Yargı mensubunun, herhangi bir üst düzey Emniyet yetkilisinin;
Türk Ordusunun çökertilmesine-Kozmik Odaya girilmesine-
Yargının FETÖ’ne peşkeş çekilmesine karşı çıkıp (Eyy Türk Milleti, ben bu
ihanete ortak olamam) diyerek kamuoyunu bilgilendirdiğini ve İSTİFA ettiğini
duydunuz mu?
Ben duymadım! Sizler duyduysanız lütfen bize iletin,
yazalım!
Gerçek şudur;
Her türlü kötülük ve ihanet, AKP Hükümetlerinin ve
(FETÖ-Barzani-Din Simsarları) olarak tanımlayabileceğimiz koalisyon
ortaklarının ve özellikle CIA desteğiyle yapılmıştır.
Gerçek FETÖ’cular işte bunlardır. Vesselam…
Son soru şu;
Türkiye Cumhuriyeti Devletinin geleceğini, Türk Milletinin varlığını,
terör örgütleri eliyle yıkmaya çalışanlar, 16 Nisan’daki referandumda “Oy
Hırsızlığı” yaparlar mı, yapmazlar mı?
Not;
Arzu eden AKP’li Başkan-Başbakan-Bakan ile Türk Milletinin
önünde tartışmaya hazırım. Sıkıyorsa tabii…
Sürekli tekrar edilen yalanlardan, ihanetlerden, hainlerden,
ilkellikten, pislikten bıktık artık!
Yetti gari…
-----------2,5 milyon mühürsüz zarfı geçerli sayan YSK,
2014'te AKP'nin talebiyle 1 sandık için seçimi iptal etmişti!… Seçim kanunu
98.madde: Mühürsüz zarflar geçersizdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder