13 Ağustos 2016 Cumartesi

HAİNLER MAHALLESİ & VATANSEVERLİK BORCU, Rıfat Serdaroğlu

HAİNLER MAHALLESİ
​Tarih böylesine saf, aldatılmaya kandırılmaya müsait, temiz kalpli, İmanlı Çılgın bir Türk daha görmedi Sayın Okurlar!
Kimden bahsettiğimi elbette anlamışsınızdır. Cumhur’un Başı Recep Tayyip Erdoğan!
Huber Apo; Çok güzel şeyler olacak, çok güzel şeyler!
Habur Tayyip; Dün, Habur’da yaşananlar karşısında umutlanmamak
mümkün mü? İyi, güzel şeyler oluyor!
Derviş Memedin torunu Bülo; Ben de olsam, ben de dağa çıkarım arkadaş!
MİT’çi A.G Teyze; Büyükşehirlerimizi bombalarla doldurdunuz, hadi iyisiniz!
Komşusu Hain; FETÖ’nün Hava Kuvvetleri İmamı Adil Öksüz’ü, komşusu gazeteci Şen kaçırmış!
Yaveri Hain; Kaldığı yeri, FETÖ’cülere yaveri bildirmiş!
Korumaları Hain; Koruma ekibi defalarca değişti. Her seferinde de ofisinde “dinleme böcekleri” çıktı!
AKP Kurucuları Hain; Kurucu arkadaşlarından kimi “Abi burada yolsuzluk yapılıyor” dedi istifa etti, kaçtı! Kimi “FETÖ Devleti ele geçiriyor iddiasına kargalar bile güler” dedi! Kimi gitti Reza Zarrab’ın önüne yattı” ve Reisin karizmasını yerle bir etti! Kimi, yüz milyonlarca dolar götürdü, gözü doymadı bir saate ve bir piyanoya tamah etti! Kimi Reisi anında sattı, “Ben kupon araziler noktasında Başbakan ne dedi ise ben onu yaptım. Önce onun istifa etmesi lazım” dedi.
Obama Hain; Hem adamcağıza sen benim eşbaşkanımsın dedi, hem de Fethullah Gülen’i vermedi! Vermeye de hiç niyeti yok!
Kadrolu Müteahhitler Hain; Onlara dünya kadar iş verdi. İhale imiş, yeterlilik imiş, hakmış, hukukmuş hiç birini takmadı. Ama onlar ne yaptılar?
“Valla kazanmıyoruz, sermayesine çalışıyoruz” deyip paraları Panama’ da istiflediler. Panama belgeleri açıklanınca her şey açığa çıktı!
Bu kadarla kalsa iyi!
Ali Yüksel; Erdoğan’ın çocukluktan arkadaşı. Milli Görüş Vakfı Almanya Genel Başkanlığı yaptı. Bir ara kafayı kırdı ve kendi kendisini Şeyhülislam ilan etti.
3 kadın ile evli ve üçüyle de aynı anda yaşıyor. Damadı Suat Kılıç’ı önce milletvekili, sonra da Bakan yaptırdı. Erdoğan’a Başbakanlık danışmanı olarak hizmet etti ama Erdoğan’ı bir türlü 4 kadın almaya ikna edemedi!
Damadı, kendi başına ihale vermeye kalkınca, Erdoğan tarafından tekme-tokat dövüldü! Bunlar en sonunda hepsi birden FETÖ’cü olup, velinimetlerine ihanet ettiler…
Hüseyin Çelik; Fethullah Gülen bu kişiyi önce Tansu Çiller’e milletvekili yaptırttı. Gülen, daha sonra Çelik’i AKP Milletvekili yaptı. “Van Prensi” olarak bilinen Çelik, üzerinde adı yazan beyaz çorap giymekle ve FETÖ’ye olan ölümüne bağlılığıyla tanınır.
İnsan kendi kendine sormadan edemiyor;
Sayın İmanlı Çılgın Türk Cumhur’un Başı, bu kadar hain arasında senin ne işin var yahu? Sen mi bunları kendine çekiyorsun, yoksa bunlar mı gelip sana yapışıyor? En iyisi, sen bir an önce “Hainler Mahallesinden” çık. Kendine yeni bir mahalle bul, bulamazsan TOKİ’ye söyle sana yeni bir mahalle kursun, sen de rahata kavuş…
Sayın İmanlı Çılgın Türk Cumhur’un Başı; Size üç sorumuz olacak;
1) “İmanlı Çılgın Türk” ismine en yakışan kişi olarak biz, son günlerde demokrasi nöbetlerinde görünen Egemen Bağış’ı seçtik. Bakara-Makara diyecek kadar İmanlı, 1-1,5 milyon dolar ile idare edecek kadar gözü tok, kafaya saç ektirdik mi yakışıklılık ta tamam. Eee siz ne diyorsunuz bu işe? Bence tutar…
2)Bu soruyu dostum Bekir Öztürk sormuş:
Diyanet Teşkilatı 3 bin 672 İmamı FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle meslekten attı.
Bu imamlar Askeri Liselerden değil de, İmam Hatiplerden mezun olduğuna göre, darbeci yetiştiren İmam Hatip Okullarını kapatmayı düşünebilir misiniz?
3) Paralel-paralel deyip durdunuz. Fakat son günlerde yaşananlara bakarsak, esas paralel sizmişsiniz be Reis’im! Orduya-Adliyeye-Polise- Üniversitelere- İş âlemine hep FETÖ sahipmiş! Yani sanki FETÖ devlet, sen paralel!
Kim soktu bunları devletin en mahrem yerine be ya!
***
VATANSEVERLİK BORCU
​İmanlı Çılgın Türk Erdoğan (gerçi o ben Gürcü’yüm, eşim de Arap diyor ama) Türkiye İhracatçılar Meclisi Üyelerine seslendi;
“O Camiadan dostlarınız, arkadaşlarınız olabilir. Ben diyorum ki bunları ifşa edin! Bu vatanseverlik borcudur. İstihbarat-Emniyet herkesi bilemeyebilir, bakın adamlar kaçıyorlar…”
Kendini bilen, aklı başında hiçbir devlet adamı bu sözleri söylemez. Niye mi;
Devletin istihbarat emniyet kurumlarının bir işe yaramadığını itiraf etmiş olur.
Kişileri muhbir olmaya teşvik etmiş ve bir cadı avı başlatmış olur.
-Ticari hayattaki rekabet, çekememezlik, kıskançlık gibi duyguların “ihbar kurumu” olarak işletilmesine yol açar.
-TC Devletinin “Hukuk Devleti” ilkesinin, kişilerin “Temel Hak ve Hürriyetlerinin” bilerek yok edilmesine sebep olur...
Sayın İmanlı Çılgın Türk Cumhur’un Başı;
Böyle yanlış işlerle uğraşıp kafanızı hiç yormayın! Ben sizi belgeli, devletin kayıtlarına girmiş iki konuda bilgilendireyim, siz de bu FETÖ mensuplarını derhal yakalatın;
1)Abdullah Gül;
Sizden bir önceki Cumhurbaşkanı-Kardeşlik Hukuku ile bağlı olduğunuz biraderiniz.
Siz henüz bir aylık Başbakan iken, Huber Apo namlı bu İmanlı Çılgın Türk
TC Dışişleri Bakanı idi. Bu zat dünya üzerindeki tüm Büyükelçilik ve Başkonsolosluklara 16 Nisan 2003 tarihinde kendi ıslak imzası ile bir genelge gönderdi!
16 Nisan 2003 tarih ve 3847 sayılı Genelgede; “Gülen Cemaati ile yakın ilişkide olacaksınız. Bulunduğunuz ülkelerde Cemaat tarafından kurulan okullar HÜKÜMETİMİZ bilgisinde ve Milli Eğitim Bakanlığımız tarafından desteklenmektedir”diye emir verilmiştir.
Siz her zamanki gibi aldatıldığınızı tam tamına 11 yıl 1 ay sonra anladınız ve “FETÖ’ne destek genelgesini” 20 Mayıs 2014 tarihinde yürürlükten kaldırdınız.
Sayın Cumhur’un Başı; Siz, Huber Apo namlı kişiyi FETÖ/PDY’na yardım-yataklık-yorganlık-yastıklık suçlarından tutuklattırmaz da, üzerini örtmeye kalkarsanız, gariban bir memurun şu sorusuna nasıl yanıt vereceksiniz?
“Arkadaş, ülkenin Dışişleri Bakanı ve sonra Cumhurbaşkanı olan zat yardım edin dedi, biz de yardım ettik. Biz hapisteyiz, yardım edin diye emir veren adam köşkte! Bu mu adalet?”
Lütfen elinizi masanızın üzerindeki telefona uzatın ve Bozok Yaylasının yiğit evlâdı, TBMM de ve Adalet Bakanlığında FETÖ’yü aslanlar gibi savunan yaylı Bekir Bakana talimatınızı verin…
2)Bilal Erdoğan;
Mahdumunuz. Eğitimini Amerika’da, doktorasını İtalya’da tamamlamaya çalışan, Gürcistan-Mısır Suudi Arabistan ve Katar pasaportu taşıyan okçu delikanlı!
Bilal Erdoğan’ın TÜRGEV adlı vakfına mebzul miktarda bağışlar yapıldığını biliyoruz. Hatta Arabın biri hiç karşılık beklemeden (Sevda Tepesi neresi yahu!) 100 Milyon Dolar bağışlamış ve Bülent Arınç tarafından da resmi olarak doğrulanmıştı! (Kıdemli Savcı-Yargıç aylık maaşı yaklaşık 3 bin dolardır.
Bilal Erdoğan’a yapılan bu bağış tutarı kadar parayı kazanmak için bir Yargıcın tam tamına 2.750 sene çalışması gerekir!)
Konumuz elbette ki bu değil.
Konumuz şu; 15 Temmuzdan sonra tutuklanan FETÖ mensubu işadamları
var ya, hah işte onlar.
Şimdi hapiste olan bu adamlar, teker-teker Bilal Erdoğan’ın Vakıflarına büyük miktarlarda bağışlar yaptılar. Bu adamlar, örneğin Çağdaş Eğitim Vakfına değil de, niçin Bilal Erdoğan’ın vakıflarına balya-balya demetleri akıttılar?
Bu işte bir iş var Sayın İmanlı Çılgın Türk Cumhur’un Başı!
Bence, oğlunuz da sizi kandırıyor! Büyük olasılıkla o da FETÖ’ cü!
Yakında bu paraların makbuzları ortaya dökülecektir…
Bu gerçekleri su yüzüne çıkarmak sizin en fazla 5 dakikanızı alır. Hadi bi gayret ediverin gari. Ecdadımız Osmanlıda, devletin selameti için ne kelleler gitmişti, hatırladınız değil mi? İki tane de siz götürün ve İmanlı Çılgın Türklerin gönüllerine taht kurun…
Rıfat Serdaroğlu
--------Erdoğan ve Putin buluşması Çevir kazı yanmasın…
Ve önceki günkü buluşmada maalesef şöyle bir manzara vardı…
Recep Bey görüşmeye gidiyor, Putin onu dışarıda karşılamıyor… Görüşecekleri salonun kapısında da karşılamıyor…
Salonun ortasında, koltukların ve sehpanın önünde duruyor, kapıya 5-6 metre var…
Recep Bey içeri giriyor, ona doğru yürüyor, Putin bekliyor ve elini sıkıyor…
*
Bu manzara, Putin'in Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nı ayağına getirtmesi ve onu kabulü manzarasıdır!..
Recep Bey gibi uyanık bir siyasetçi bu hareketi nasıl kabul etti, hayrettir…
Türkiye St. Petersburg görüşmesinde küçük düşürülmüştür!..
*
Özetle…
Attık, tuttuk, salladık, sonunda Putin'in ayağına gitmek zorunda kaldık…
Affet bizi Putin!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder