BM'nin Kıbrıs Görüşü Değişiyor mu?..
Birleşmiş
Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, 16 Kasım Salı günü, bizim içinde yer
aldığımız saat dilimine göre gece vakitlerinde, New York'a göre de öğleden
sonra yaptığı basın toplantısında, Kıbrıs konusunu iyi bilen acar bir
gazetecinin sorusu ile Kıbrıs müzakerelerini yeni bir mecraya soktu.
Ban Ki Moon,
dünyanın çeşitli yörelerinde çıkan savaşlar, terör saldırıları, barış
girişimleri ve benzeri olaylar karşısında neler yapılacağı konusunda karar
alabilen devletler üstü bir kurumun Genel Sekreteri ve çok deneyimli bir
politikacı. Ağzından çıkanı kulakları kesinlikle duyar ve neyi ne zaman
söylemesi gerektiğini de çok iyi bilir.
Salı günü
yaptığı basın toplantısında Kıbrıs’la ilgili bir soru üzerine "Bazı
Al-Ver"lerin başlaması gerektiğinden bahsetmesi, BM'nin Kıbrıs
konusunu artık sonlandırmak istediğinin ve bu yönde beklentilerinin olduğunun
bir ip ucu.
Genel Sekreter
Ban Ki Moon, bu düşüncesini dile getirdikten sonra Rum yönetiminin itirazı ve
tepkisi ile karşılaşacağından bence emindi.
Nitekim
açıklamanın üzerinden daha bir saat bile geçmeden, Rum yönetimi hemen tepki
gösterdi ve bir açıklama istedi.
Arkasından da Rum lider Anastasiadis, Genel Sekretere açıkça saldırdı ve
söylediği sözlerle ilgili olarak aydınlatıcı bir açıklamanın yapılmaması
durumunda KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ile ertesi gün yapacağı, gecikmiş ve
ertelenmiş görüşmeye gitmeyeceğini belirterek politik bir tehditte bulundu.
Genel Sekreter
ve her biri kendi ülkelerinin dış işleri bakanlıklarından gelmiş olan veya da
bu konuda iyi bir eğitim almış olan deneyimli ekibinin, Rumların ve
Yunanlıların bu açıklamaya ve talebe itiraz edeceklerini çok biliyordu. Belli
ki içerilerde, daha evvelden çalışmalar yapılmış ve bir şeyler pişirilmiş.
Zamanı geldiğinde de Genel Sekreter tarafından masaya kondu.
BM Genel
Sekreteri Ban Ki Moon'un basın toplantısında Kıbrıs'ta müzakereleri sürdüren
taraflara müzakere sürecinin bir sonraki aşamasına geçmeleri yönünde çağrı
yaptı. Bu çok önemli bir çağrı aslında ve içeriğinde önemli mesajlar var.
"Bu iş çok uzadı. Dünya üzerinde
uğraşmamız gereken başka konular var. Bitirin artık"a kadar uzanıyor
gerçekte.
Devamla, Genel
Sekter, "iki liderin fikirlerinin
masada bulunan anahtar-konuların çoğunda örtüştüğünü" ve artık son
aşamaya geçilerek "nihai çözümde
anlaşabilmek için bazı al-verlerin olması gerekir" demesi, her ne
kadar Anastasiades'in düşünceleri ve tavırları ile uyuşmuyorsa da "bunun bir tercih meselesi" olduğuna
işaretle, Anastasiades'a gerçekte bir yol gösterdi.
Anastasiadis
kendini dünyanın en güçlü devletinin başı zannediyor, Rumların DNA'larında var
olan megalomani duygusundan dolayı. Kendi ne isterse onun yapılması gerektiği
düşüncesine saplanmış kalmış.
Prof. Dr. Ata ATUN |
Ata ATUN
e-mail:
ata.atun@atun.com veya ata@kk.tc
http://www.twitter.com/ataatun
http://www.ataatun.org
Facebook: Ata
Atun
19 Eylül 2014
*
YORUM; ELEŞTİRİ
VE KATKI:
[Attachment(s) from T.C. Oraj POYRAZ included below]
Ver
kurtulculuk her taraftan ülkeyi kuşattı.
Kürtler istiyor verelim.
Rumlar istiyor verelim.
Ermeniler istiyor verelim.
Hiç direnmeyelim verelim.
Kürtler istiyor verelim.
Rumlar istiyor verelim.
Ermeniler istiyor verelim.
Hiç direnmeyelim verelim.
Özür dileyelim.
Başımız hiç yerden kalkmasın.
Utancımızdan gizlenelim, kimliğimizi kimseler bilmesin.
Biz Türk(!)üz, aman ha duyan olmasın.
Süryanilerden, Ezidilerden.
Hatta Araplar, Arnavutlar, Boşnaklar, Çerkezlerden bile özür dileyelim.
Zulm ettik, kahrettik, yıktık, yaktık, tecavüz ettik.
Atalarımız yaptı, biz de olsak yapardık.
Yakın ve uzak tarihte etrafımızda kim varsa ondan özür dileyelim.
Herkesin zararlarını tazmin edelim.
Başımız hiç yerden kalkmasın.
Utancımızdan gizlenelim, kimliğimizi kimseler bilmesin.
Biz Türk(!)üz, aman ha duyan olmasın.
Süryanilerden, Ezidilerden.
Hatta Araplar, Arnavutlar, Boşnaklar, Çerkezlerden bile özür dileyelim.
Zulm ettik, kahrettik, yıktık, yaktık, tecavüz ettik.
Atalarımız yaptı, biz de olsak yapardık.
Yakın ve uzak tarihte etrafımızda kim varsa ondan özür dileyelim.
Herkesin zararlarını tazmin edelim.
Çünkü biz suçluyuz, günahkarız.
Fıtratımız böyle.
Atalarımızdan bize geliyor.
Ceddimiz suçlu, biz de öyle.
Fıtratımız böyle.
Atalarımızdan bize geliyor.
Ceddimiz suçlu, biz de öyle.
Katliamcıyız, soykırımcıyız, vandalız,
barbarız, zorbayız, vahşiyiz,.
En önemlisi laftan anlamıyoruz.
En başta hiç olmamalıydık.
Olduk bari sonradan, yok olmalıydık, kafamıza çaka çaka bunu söylediler.
Anlamadık, utanmadan direndik.
Daha elim ve vahim olmak üzere bir de başarıya ulaştık.
En önemlisi laftan anlamıyoruz.
En başta hiç olmamalıydık.
Olduk bari sonradan, yok olmalıydık, kafamıza çaka çaka bunu söylediler.
Anlamadık, utanmadan direndik.
Daha elim ve vahim olmak üzere bir de başarıya ulaştık.
O utanmaz, rezil başarıya hizmet edenler.
Halkı devletsiz bırakmamışlar.
Ne kadar hakaret etsek, ne desek az.
Demiyoruz o yüzden.
Halkı devletsiz bırakmamışlar.
Ne kadar hakaret etsek, ne desek az.
Demiyoruz o yüzden.
Artık zamanı geldi.
Daha ötesi yok.
Mogolistan steplerine ziktirolup gitmenin zamanı geldi.
Elbette onlar kabul ederse.
Gidecek yer yoksa ne yapalım?
Yok olalım, direnmeyelim.
Tıpkı mezbahadaki koyunlar gibi,
Kasabın masatını yalayalım.
Kuzu kuzu boynumuzu uzatalım.
Yok olalım... .
Daha ötesi yok.
Mogolistan steplerine ziktirolup gitmenin zamanı geldi.
Elbette onlar kabul ederse.
Gidecek yer yoksa ne yapalım?
Yok olalım, direnmeyelim.
Tıpkı mezbahadaki koyunlar gibi,
Kasabın masatını yalayalım.
Kuzu kuzu boynumuzu uzatalım.
Yok olalım... .
Tarih sahnesinden silinip gidelim.
İster güzellikle, ister zorla.
Siz bileceksiniz artık.
Oraj POYRAZ
[L2fSIJNoA0xfSNxA]-19.09.2014
İster güzellikle, ister zorla.
Siz bileceksiniz artık.
Oraj POYRAZ
[L2fSIJNoA0xfSNxA]-19.09.2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder