RUKİYE SULTAN DİYOR Kİ:
Sevgili okurlar, bugün size çok önemli bir istifa olayından
bahsedeceğim.
Biliyorsunuz bizim 1950 yılından bu yana muhalefetten
iktidara gelemeyen bir CHP’miz var.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş olduğu parti. 1950 yılına
kadar tek başına iktidarda idi.
1923 den 1938 e kadar Mustafa Kemal Atatürk’ün himayesinde
ve yönetiminde olan parti, o kadar çok şeyler yapmış ki; ülkeyi hastalıklardan
temizlemiş, fabrikalar kurmuş, uçak üretmiş. Köy enstitülerinin temeli atılmış,
ileride ki yıllarda köyler uyanmış, aydınlanmıştı .
Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmiş, bir dolar iki
Türk lirası karşılığında olmuş, ekonomi canlanmış, halk huzur ve mutluluk içerisinde
geleceğine güvenle bakmaya başlamıştı.
Tüm dünya liderleri Mustafa Kemal Atatürk’ün ayağına gelmiş,
saygı göstermişler ve dünya lideri olarak kabul etmişler. Birçok ülke, onun
fikir ve düşünceleri ile hareket ederken, CHP ondan uzaklaşmış ve değişim
peşine düşmüş!
Peki, 1950 de Cumhuriyet Halk Partisi neden iktidarı
Demokrat Partiye teslim etmiş ve o günden bu yana bir türlü iktidara gelememiş,
hep muhalefette kalmış!..
Bilindiği üzere CHP’nin kemikleşmiş % 25-26 bir oyu var. Bu
oy yer yer azalıyor, fakat bir türlü artmıyor. CHP’nin başına gelenlerin
herhalde iktidar olma hevesi yok, onlar
muhalefeti daha çok seviyorlar düşüncesi bizlerde yer ediyor.
Bir ara Karaoğlan Bülent Ecevit, SHP, lideri Karayalçın ve
Erdal İnönü arttırdı ama onlar da çok çabuk fıs diye söndü.
Şimdi gelelim bugünlere:
CHP’de Demokrasi var mı? Var deniyor! Peki delegeler kimin elinde, kim hâkim?
Delegeleri kim yönetiyor ve yönlendiriyor?
Hangi İl, ilçe başkanı CHP’nin üyelerinin verdiği oylar ile
seçiliyor?
Hangi CHP’li Milletvekilleri halkın oyları ile
sıralanabiliyor?
Hepsi merkezden yönetiliyor, yönlendiriliyor!
Bir kere CHP’nin tüm teşkilatında birlik ve beraberlik yok.
Dayanışma yok. Göreve gelenler, göreve gelene kadar hoşgörülüler, iyi
niyetliler, göreve geldikten sonra ulaşabilirsen ulaş, mümkün değil.
Seçim zamanlarında uğraş, didin, çalış, oyları alabilmek
için mücadele et, sonra, sonra senin ne derdin dinlenir, ne de sana selam
verilir.
CHP’de de iş adamları, ya da parası olanlar Milletvekili
olur. İş adamı değilsen, paran yoksa, bir yerlere gelebilmen mümkün değil! Hani
sen Sosyal Demokrat bir parti idin?
Kayseri’de ben 23 senedir CHP saflarında mücadele ediyorum.
Delegeliğim vardı.
Dokunulmazlığı ortadan kalkan Kılıçdaroğlunun her an
hakkında davalar açılabilir mi açılabilir. O halde bunun korkusunu yaşayan
Kılıçdaroğlu istediği sert muhalefeti yapabilir mi, bence bundan sonra yapamaz.
Halen de hata üzerine hata yapıyorlar, değişim değişim deyip
duruyorlar. Neyin değişimi? Siz değişim yapmak istiyorsanız, silkinin ve kendi
kuruluş ayarlarınıza dönün. Ülkeyi mi düşünüyorsunuz, yoksa muhalefette
kalalım, böyle mücadele edelim mi diyorsunuz?
Kayseri’deki milletvekillerimiz AKP nin düğünlerinde boy
gösteriyor. İl, ilçe başkanları partililer ile ilgilenmiyor. Eski İl
başkanlarından bazıları tutarlı ve iyi idiler. Bir bahane ile onlar alınıyor,
yenileri geliyor ve yenilerinin yanlarına bile yaklaşamıyorsun.
Kılıçdraroğlu’na bir mektup yazdım seçim atmosferinde, başka
bir partinin başkanına yazsa idim, hemen cevap gelirdi, sağ olsun,
kılıçdaroğlundan tık yok.
Kayseri milletvekillerine bazı konuları arz ediyoruz,
ettiriyoruz, hiç umurlarında değil. İl
başkanına, partili başka kişilere bir takım sıkıntılar intikal ettiriliyor,
kimsenin umurunda değil. Onlar
düğünlerde, yemeklerde boy göstermeyi seviyorlar.
AKP’nin üyelerine ve
kendisine hizmet edenlere nasıl sahip
çıktığını herhalde biliyorsunuzdur. Onlar gönül bağı ile birleşmişler, birlik
ve beraberlik içerisinde, birbirlerine yardımlaşma ve dayanışma içerisindedirler.
CHP’de ise Birlik yok, beraberlik yok, ilgi yok, alaka yok.
Umutlarımızı yitirdik.
Ben bugüne kadar ki mücadelemde, CHP’nin bir türlü tutarlı
bir politika izleyerek, iktidar olabilme çabasını gösterdiğine şahit olamadım!
Mustafa Kemal Atatürk’ün partisiyiz diyen CHP, Atatürk’ün
çizgisinden uzaklaşmış, şimdi yeniden değişim peşine düşmüştür!...
Değişimi Atatürk’ün çizgisinden uzaklaşarak yapan CHP, yeni
bir değişim istiyorsa Mustafa Kemal Atatürk’ün 1923 deki çizgisine dönsün.
Bugüne kadar CHP olarak kaç çocuğa, kaç gence, kaç orta yaşlı
ve yaşlı insana, kaç bağnaz, katı fikirli olan kişiye Atatürk’ü anlatabildin,
kaç kişiyi eğittin. Kaç seminer, toplantı, okul, gazete, TV. Açtın?
Bugün tarikatlar, şeyhler, şıhlar mantar gibi çoğalırken,
çocukların, genç dimağların beyinlerini Cumhuriyete karşı, Atatürk'e karşı düşmanca yanlış fikirlerle doldururken, sen Atatürkçü, Kemalist düşünceyi kaç kişiye
anlatabildin?
Gerçekleri dile getirebildin mi?
Etrafında kaç tane gerçek Atatürkçü kişi var? Partinin
tabanı sağlam, ancak idari kademe zayıf.
İl örgütlerin, ilçe örgütlerin topluma Mustafa Kemal
Atatürk'ü ve onun fikirlerini, düşüncelerini, çağdaş, ileri görüşlülüğünü,
anlatabiliyorlar mı?
TC tabelalardan kaldırıldı, Türk'üm Doğruyum andı
kaldırıldı, şimdi anayasanın ilk dört maddesinin kaldırılması hususunda
çalışmalar var. CHP yöneticileri hangi tedbirleri alıyor, bunun olamayacağını
halka arz edebiliyor, halkı bilgilendirebiliyorlar mı?
Altı oktaki ilkeleri
yeterli savunulabiliyorlar mı?
CHP’nin bu yönetimi, illerdeki ilçelerdeki bu teşkilatları
ile bundan sonra da hiçbir atılım yapamayacağı kana atındayım!
Bugüne kadar kendisine hizmet edenlerin yanında olmadığı
gibi, kendi aralarında anlaşmazlıklar ve ne kadar pasif kişiler varsa onların
yönetime getirilmesi, önümüzdeki Belediye seçimlerinde de CHP’nin çok zor
günler yaşayacağına delalettir.
Büyük şehirleri kaybettiğiniz de, bakın gelecekte neler
olacaktır. Ülkede neler değişecektir!
Kayseri’den CHP Milletvekili olan Aşkın Genç gazetelerin karşısına
geçip, gururla ne demişti: “Kayseri’de partisinin oyunun arttığını ve 1977
yılından sonra ilk kez Kayseri’de 2 milletvekili kazandıklarını” söylemişti.
Sayın Genç, bu milletvekilliğini nasıl kazandınız? Kimin
sayesinde kazandınız? CHP’ye gönül verenler canlarını dişlerine taktılar,
hiçbir karşılık beklemeden çalıştılar, uğraştılar ve sizleri Meclise
gönderdiler. Peki şimdi siz size hizmet eden bu insanların ufacık bile olsa
dertleri ile ilgileniyor musunuz?
Demokrasiyi kendi içerisinde uygulayamayan, üyelerine sahip
çıkamayan, onların dertleri ile ilgilenmeyen, yardım etmek bir yana, köstek olan
bir anlayış içerisinde olan CHP’den bugün üzülerek istifa ettim.
Bu köşe yazımda, gerçekleri liderlerine söyleyemeyen parti
milletvekillerine de sesleniyorum. Gerçekleri söyleyin. Bu gidişle, hayat boyu
CHP’si iktidar olamaz.
Değişim şart, ancak yeni bir arayış değil, Tek Yol Mustafa
Kemal Atatürk’ün yoludur. Bu yolu bulun ve bu yolda yürüyün. İşte Değişim
budur.
Sevgili okurlar, şunu da çok iyi biliyorum ki, bir atasözü
vardır, sen ne söylersen söyle, İmam bildiğini okurmuş. Elbette İmamın
okuyacağı değişmez sözlerdir. Bu nedenle bildiğini okuyacaktır.
Ancak, biz ne dersek diyelim, Kılıçdaroğlu ve CHP de
bildiğini okumaya devam edecektir. NOKTA.
Rukiye DEMİR
10.07.2023