15 Temmuz 2015 Çarşamba

KÜRDİSTAN CUMHURİYETİ NİYETİNE; Ahmet Kılıçaslan AYTAR

KÜRDİSTAN CUMHURİYETİ NİYETİNE 
Ahmet Kılıçaslan AYTAR
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKYB), Ceyhan'da Bağdat'a bağlı Irak Milli Petrol Şirketi'ne (SOMO) petrol teslim etmeyi durdurdu, Türkiye üzerinden bağımsız petrol satışına başladı. Bu adımın Kürdistan Bölgesi'ndeki ekonomik krizin çözümü için atıldığı, "Türkiye hükümetinin de IKYB ile yaptığı petrol anlaşmasına bağlı kalacağı ve doğrudan petrol satışına engel olmayacağına dair güvence verdiği" açıklandı...
*
Yazılı olmayan fakat Mart' ta kabul edilerek Irak'ın bütçe kanununa yansıtılan petrol satışı konusundaki anlaşmaya göre; IKYB, SOMO'ya kendi bölgesinden 250 bin, Kerkük'ten 300 bin olmak üzere günde 550 bin varil petrol teslim edecekti. IKYB teslim ettiği petrol karşılığında petrol gelirlerinden yüzde 17 pay alacak, IŞİD'le mücadele etmesi nedeniyle peşmergeye de bir defaya mahsus 1 milyar dolar ödenecekti.
*
Nitekim IKYB, Ocak-Mart arası dönemde SOMO'ya petrol miktarı ortalaması 550 bin varil olmamasına rağmen verdiği petrol miktarını arttırmış; Ama karşılığında Ocak'ta 250 milyon dolar, Şubat'ta 300, Mart'ta ise 400 milyon dolar hakediş almıştı.
*
Hakedişlerini tam alamayan IKYB, Bağdat'ı anlaşmaya uymamakla suçladı. Bağdat'ın "Yeterli petrol vermiyorsun" itirazı üzerine SOMO'ya 550 bin varil/gün teslimatının yıl ortalaması olarak tutturulacağını teyid etti. Nisan ve Mayıs'ta 550 bin varil/gün üzerinde petrol teslimatı yaptı ama karşılığında merkezi hükümetten 400'er milyon dolar aldı. Bu kez IKYB, merkezi hükümete ekonomisi için gerekli ayda 1 milyar dolarlık hakediş verilmediği taktirde başka seçenelerin değerlendirileceğine yönelik protestoda bulundu. 
*
Temmuz başından beri Irak merkezi hükümet ile IKYB  arasında petrol satışları konusundaki anlaşma çökme noktasına gelmiştir. Şimdi Irak Merkezi hükümeti, bir yandan  Sünnilerin yaşadığı bölgede İŞİD'in Sünni halk üzerinde kurduğu baskının karmaşık etnik ve dini gruplar arasındaki ayrışmaları hızlandırmasının önüne geçmenin , giderek bu bölge üzerinde Sünni Araplar için bir koridor oluşmasını engellemek üzere İŞİD'i pasifize etmenin yollarını aramakta; Bir yandan da  ekonomisine çok önemli katkı sağlayan petrol gelirleri konusunda IKYB ile derin bir anlaşmazlık yaşamaktadır. 
*
Bu iki unsur Irak'ın geleceğine yönelik ciddi soru işaretlerini beraberinde getiriyor. Irak'ın bölünmekte olduğu ve IKYB'nin de Türkiye üzerinden bağımsız petrol satışına başlamasıyla "Bağımsız Kürdistan" yolunda adım attığı ittifakla belirtiliyor...
*
Türkiye'de de devletin ulus bağlantısından koparılmış milyonlarca Kürt, merkeziyetçi yönetime karşı çıkan HDP çatısı altında ve kitle örgütlerinde eşbaşkanlık sistemi uygulamasıyla sonuçlarını toplumda daha çok hissettirecek yerel yönetimlerden en ücradaki evlere kadar derinleşmiştir. HDP, 7 Haziran Genel seçimlerinden sonra, özellikle Güneydoğu ve Doğu illerinde güç tabanını genişletmiş, hükümetin çözüm sürecinde ilerleme kaydetmemesine karşı özerklik yönünde daha geniş adımlar atmak üzere gücünü pekiştirmektedir.
*
Ekonomi alanında faaliyet gösteren dernekleri bünyesinde toplayarak güçlü bir sivil toplum olmayı amaçlayan bir grup işadamı ve sanayici kurdukları "Kürdistan Sanayici ve İşadamları Derneği" vasıtasıyla; "Kürdistan coğrafyasında" yaşayan halkların birliğini: Ekonomik ve sosyal kalkınmada bölgesel ve sektörel potansiyelleri en iyi şekilde değerlendirmeyi: Kürdistan ulusal ekonomik politikalarının oluşturulmasını: Kürt ulusal ekonomi çevreleriyle işbirliğine girilmesini: Kürt sermayesinin küresel  rekabet düzeyinde sahada yer almasını: bu amaçla diplomatik lobi faaliyetinde bulunulmasını amaç edinmiştir.
*
Teminen seçimle işbaşına gelinmiş büyükşehirlerde etnik, kültürel ve dini faktörler altında kendi yönetim biçimini bizzat belirleyen Demokratik Özerklik inşasına başlanması; Başta petrol ürünleri ve bakır, kalay, krom gibi önemli madenlerin ve Karakaya, Atatürk, Keban gibi büyük barajların, hidroelektrik santrallerinin işletilmesinde karar sahibi olmak için  gelirlerinden asgari yüzde 20'lik bir pay talep ediliyor.
*
Efendim, 'bu kaynakların değerlendirilmesi hakkı özerk bölgenindir' deniyor ve devletle karşılıklı bir anlaşma çerçevesi öngörülüyor. Enerjinin alternatif enerjilerle karşılanması esas alınırken, barajların esas olarak tarihsel kültürü yok ettiği kabul ediliyor ve karşı çıkılması gereken bir enerji üretim ünitesi olarak algılanıyor. Tüm diğer yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin değerlendirilmesinde ekolojik ve kültürel ilkeler ve değerler her türlü üretimin üstünde ele alınmakta ve sahiplenilmektedir. Kürdistan üzerinden geçen petrol ve gaz boru hatları, Kürdistan'da var olan uluslararası ekonomik birimlerin yarattığı değerler üzerinde özerk bölge hakkının müzakereler ve anlaşmalarla belirlenmesi isteniyor. Asgari yüzde 20'lik bir pay finansmanıyla Türkiye Cumhuriyeti rejiminin ekonomi hedeflerine karşı direniş ekonomisi karşılığında Kürt halkının özgür ve demokratik yaşam sisteminin kurumsallaşması hedefleniyor...
*
Suriye'de de çoğu Kürt bölgesinde ve dışarıya ihraç edilebilecek miktarda petrol bulunuyor. Ama doğalgaz rezervi 240 trilyon metreküptür, anlaşılması için Türkiye'nin yılda  ihtiyacı olan doğal gaza 22 milyar dolar ödediğini ve bunun 40 milyon metreküp doğalgaza tekabül ettiği örneğini vermek yeterlidir. Şimdi Suriye Kürdistan'ın da  tam bir oyun sergileniyor. Birdenbire ABD'nin desteği ve "İŞİD'in geri çekilmesiyle" Suriye'de PKK bağlantılı Demokratik Birlik Partisi'nin silahlı kanadı Halk Savunma Güçleri sınır kasabası Tel Ebyad'ı ele geçirmiştir. Bu suretle Türkiye'nin Suriye sınırında bir baştan diğerine yeni bir Kürdistan'ın daha doğmakta olduğu izlenimi alınıyor.
IKYB petrolü Türkiye üzerinden bağımsız olarak ihraç etmeye devam ederken, Bölgesel Yönetim bir taraftan da 20 Ağustos'ta başkanlık seçimine hazırlanıyor. Barzani, ailesi etrafında oluşan büyük yolsuzluklar ve otoriterlik tartışmaları arasında, ömür boyu  yerel meclisin yetkilerini sınırlandırmak üzere, yetkileri çok arttırılmış başkanlık sistemini oluşturmaya çalışıyor. M.Barzani, "Yeniden başkan olmam durumunda 2 yıl içinde Kürdistan'ın bağımsızlığını ilan edeceğim"diyor.
*
Parçalardan bütüne, " Büyük Kürdistan Cumhuriyeti "nın ayak sesleri duyuluyor. Ama Yeni Türkiye'de ulusal bütünlük ve üniter devlet'ten ödün vermeyecek bir hükümetin kurulması olanaklı görünmüyor. 11.7.205
Ahmet Kılıçaslan AYTAR
ahmetkilicaslanaytar@gmail.com
*
YORUM, ELEŞTİRİ VE KATKI:
Kıymetli Düsünür  Ahmet  Kilicarslan  Bey,
Suriye  konusunda yaptığınız yorum Müthisti.
Savasın esas  sebebi  ,Suriye de  bulunan 240 Trilyon m3  Dogalgaz olduğunu açıkladınız.Avrupanın enerji krizine girdiği,Cinin enerji  ihtiyacının arttıgı, Hindistan ın büyük miktarda  enerjiye  ihtiyacı olduğu  ,Rusyanın enerji hakimiyeti kurduğu bir dönemde,tabiatiyle  Enerji  büyük bir güc olarak ortaya çıkıyor.
Türkiye nin de büyük ölcüde  Dogalgaz  a,Elektrige  ihtiyacı olduğu bir gercek.
Iran da ise   750 Trilyon m3  doğal gaz bulınmaktadır. Petrol seyhleri,enerji kaynağı üstünlüklerini,Sii  bölgeye kaptırmak istemezler. Global Güc,yüzlerce senede biriktirdiği  Kapitalden cok daha büyük bir servetin, Sii  dünyasının elinde olmasını istemiyor. Dolayısı ile enerji üzerinde  büyük bir savas var.
Bu savaş,din savası olarak sunuluyor. ''Aglama Duvarı Devleti''  Iran ve Suriye nin  Global bir güc olmasını ; Türkiye de ,Iran ve Suriyenin  Enerji  Gücü olmasını istemiyor. Petrol Seyhleri de istemiyor. Netice de ,Kalvanist-Hristiyan destekli ,Vahabiler,Davudi Devleti ve Türkiye ister istemez  aynı cizgide yer alıyor. Türkiyenin isi zor. 
Libyada bize petrol çıkartma hakkı verdilermi?Havamızı aldık.Hatta Muhaliflere 300 Milyon dolar bağışlamıştık. Dünya Tarihinin en zengin adamı  Kaddafinin paralarına ne oldu? Batının  ekonomik krizini  kurtarmaya harcandı. Mısırda,Saudiler ve Davudiler,Mursiye karsı cıktı  ve Sisi yi desteklediler biz avcumuzu   yaladık. Suriye de rejim degisse,Rusya ,Davudi Devleti ve Batı anlasır biz yine avucumuzu
yalarız. Batı ,Suriye Dogal Gazını alır zenginleşirse,Rusya nın -Cinin isine gelir ,ekonomilerini  kurtarırlar. Bakıyorum ,Türkiye de ,yobazlar batı düsmanlıgı yapıyor.Fakat insaatları dikiyorlar. Kullandıkları Cimento-Demir ve statik hesaplar. Bunların ,ekonominin hizmetine verenler   Hristiyan-Judaistler. Demekki,bu isleri kesfeden Islam dısı ,biz ise  kullanıyoruz.O zaman  Batıya düsmanlık niye.Camii mimarisi diye ,Ayasofya Kilisesini  örnek alıyoruz. Daha,ekonomik mimariler olabilir.
Demekki ,dünya da ki kavga  din savası değil.Cıkar savası. Müslüman ülkelerde ,tarikat seyhi,cemaat lideri,dinci siyasetciler,bir kelebeğin kanadını bile yapamazlar. Ve cahil halk bunlardan Kutsalık yaratıyor. Hani tek yaratıcı Allah tı. Her seyi yaratan ,ol deyince olduran Yüce Allahtır. Dindarım diyen halkın  hakim kısmı,cıkarları nı gizleyip ,maneviyat cılık oynuyor. Napolyon  ,Para,Para ,para demis. Bende,Cıkar,Cıkar ,Cıkar diyorum. Insan varsa kavga da vardır.
Camiler de devamlı para toplanıyor.Bu paralar harammı ,helalmi bakılmıyor. Haram Para ile hayır olmaz,olsa  da sevabı olmaz.Yardım et ,cennete git diyorlar. Helal Kazan,helal harca diyen yok. Hal   maneviyatcılkla kandırılıyor. Gur-Buz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder