22 Haziran 2015 Pazartesi

DEMİREL VE BEDİİ FAİK; Ertuğrul MAT

Ertuğrul MAT
DEMİREL VE BEDİİ FAİK
Ertuğrul MAT
27 Mayısa giden günlerde, Dünya gazetesinde yazdığı yazılarla Demokrat Partiyi çileden çıkaran Bedii Faik, 27 Mayıs’ tan sonra da devlet radyosundan da Yassıada’ ya tıkılmış Demokratlara en ağır sözlerle hakaret etmişti.
1969 seçimlerinden sonra Adalet Partisi içindeki hizip kavgası yüzünden bazı Adalet Partililerin Demirel hükümetinin bütçesine muhalefetle birlikte ret oyu kullanması dolayısıyla Demirel istifa etmiş,  ama yeniden hükümeti  kurmakla görevlendirilmişti. O zaman TÜSİAD’lar  MÜSİAD’lar yoktu,  Ankara’ya tanınmış iş adamları dolardı..
Bursa’nın tanınmış tüccarlarından Ahmet İpeker de Ankara’ ya gelmiş ve beni Büyük Ankara oteline davet etmişti.
Kahve içerken yanımıza Bedii Faik geldi.  Bedii Faik değişmiş, Demirel’i metheden yazılar yazıyordu. Adalet Partisi milletvekillerinden bir muhtıracıyla tanışmak hoşuna gitmiş, hele O’nu çok genç görünce de neşelenmişti.. Başladı anlatmaya, askerler huzursuzdu, darbe yapılıp demokrasinin bir kere daha askıya alınması muhtemeldi. Dayanamayıp sözünü kestim,  ”Bunda sizin için endişe edilecek bir şey yok; siz 1960 ihtilậlinde yaptığınız gibi yine radyo mikrofonuna geçer, bize küfredersiniz. Hiçbir idare bunu sizden iyi yapacak birisini bulamaz”  dedim. Bu ağır sözlere hiç kızmadı. Sakin bir sesle “ Ben işte o günahımın kefaretini ödüyorum ” dedi  ve aramızda kuvvetli bir dostluk doğdu.  Günler hızla geçti. 12 Mart 1971 ‘de askerler darbe yaptı. O benim kızdığım Bedii Faik, 13 Mart 1971 günü öyle bir yazı yazdı ki, unutmak mümkün değil.
“ Son komutanlar bildirisi işte bu öfkeli yorgan yakıcılığın en dehşetli örneğidir!  Ve hiç fütursuz söyleyelim, binlerce, on binlerce sol azgının, İtalya’da İtalyan ordusuna, Hindistan’da Hindistan ordusuna yaptıramadıklarını, bir avuç solcu piç Türkiye’de dört komutana yaptırmağa muvaffak olmuşlardır. Hazin olan budur.  Yirmi beş yıllık demokrasi tecrübesi taşıyan bir millete ağır gelecek olan elbette bu ! “
Darbeden bir gün sonra bun u yazmak her kişinin değil; er kişinin kậrıdır
Demirel  bunu hiç unutmadı ve hayatı boyunca Bedii Faik’i en yakın dostu telakki etti.
Bedii bey, Demirel’den  24 saat evvel hayata veda  etti.
Allah ikisine de rahmet eylesin.
DEMİREL ve İNCİ BABA
İnci baba Ankara’daki ihale mafyasının lideriydi..
İhaleye girecek müteahhitleri bir araya getirir, ihalenin müteahhitler tarafından fiyatın çok kırılarak alınmasını engellerdi.  İhaleyi kimin kazanacağı İnci babanın yazıhanesinde belirlenir, karın münasip  bir kısmı ihaleye anlaşmaya uygun olarak  yüksek fiyat verip kaybedecek müteahhitler ve İnci baba arasında paylaşılır. Senetler toplanır, kasa ve yedd- i emin İnci baba olurdu.
12 Eylül 1980 ‘de ordu idareye el koymuş,  Demirel ve diğer liderleri eşleriyle birlikte Hamzaköy’ e yollanmışlardı.  İşte o gün  İnci baba Kenan Evren’e  bir telgraf çekerek,  bu  mecburi ikamet kararını protesto etmişti..
Aradan yıllar geçmiş, yasaklar kalkmış,  Demirel 7 inci defa Başbakan olmuştu.. 
Bir yurt dışı seyahate gidecekti. Birden bire hava alanında  kendisini uğurlamaya gelen kalabalığa dönüp,   “İnci baba buraya gel !” diye seslenmişti.
Yanına gelen ve elini öpen İnci babanın koluna girerek  foto muhabirlerine poz vermişti.  Sonra  gazetecilere dönerek,“ Biz Hamzaköy’e gönderilirken, bu olaya  demokrasi adına  Milli Güvenlik Konseyi’ne telgraf çekerek itiraz eden sayın  İnci babayı görmezden gelirsem, kendime saygım azalırdı” demişti.
Her ikisi de rahmetli oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder